16. Hukuk Dairesi 2016/4588 E. , 2018/7778 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde yayla tahsis çalışması yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise kesinleşip kesinleşmediğinin ilgili kurumlardan sorularak varsa buna ilişkin harita ve belgelerin dosya arasına getirtilmesi, tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait farklı tarihlerde çekilmiş üç farklı hava fotoğrafı ile aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların ilgili kurumlardan temin edilerek dosyasına konulması, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları ile fen, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulunun katılımıyla keşif yapılması, yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın geçmişte ne olduğu, kime ait olduğu, kim tarafından ne suretle zilyet edildiği, yayla olarak kullanılıp kullanılmadığı hususlarında ayrıntılı bilgi alınması, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava ve uydu fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılması, varsa tahsis haritası ile ... paftası çakıştırılarak tahsis haritasının kapsadığı alanın belirlenmesi, üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın niteliği ve kullanım durumunu belirleyen rapor alınması, bundan sonra da toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmaza ilişkin idari sınır değişikliği yapılmasında davacı tarafın herhangi bir hukuki yararının bulunmadığı ve çekişmeli taşınmazın yaylak değil mera vasfında olduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. 4342 sayılı Mera Kanunu"nun 3. maddesinin (d) bendinde mera "hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yer", yaylak ise "çiftçilerin hayvanları ile birlikte yaz mevsimini geçirmeleri, hayvanlarını otlatmaları ve otundan yararlanmaları için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yer" olarak tanımlanmıştır. 3402 sayılı ... Kanunu"nun 16/B maddesinde ise, "mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri gibi paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edildiği veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi veya tanık beyanı ile ispat edilen orta malı taşınmaz mallar sınırlandırılır, parsel numarası verilerek yüzölçümü hesaplanır ve bu gibi taşınmaz mallar özel siciline yazılır. Bu sınırlandırma tescil mahiyetinde olmadığı gibi bu suretle belirlenen taşınmaz mallar, özel kanunlarında yazılı hükümler saklı kalmak kaydıyla özel mülkiyete konu teşkil etmezler." hükmü yer almıştır. Anılan yasa maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, kamu orta malı olarak sınırlandırma noktasında, taşınmazın mera ya da yaylak olması arasında herhangi bir fark bulunmadığı görülmektedir. Kaldı ki, davacı tarafın çekişmeli taşınmazın yaylak olarak sınırlandırılmasına ilişkin talebi, çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince aynı zamanda mera olarak sınırlandırma istemini de içermektedir. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen tanık ve yerel bilirkişi beyanlarına göre, çekişmeli taşınmaz üzerinde yılın belli dönemlerinde dahi olsa herhangi bir yerleşimin bulunmadığı ve taşınmazın yaylak olarak değil, civar köylerde ikamet eden köylüler tarafından hayvan otlatmak amacıyla mera şeklinde kullanıldığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi tarafından hava fotoğrafları üzerinde yapılan incelemeler sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda ve üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu raporunda da çekişmeli taşınmazın mera vasfında olduğu açıkça belirtilmiştir. Dolayısıyla, çekişmeli taşınmazın mera niteliği taşıdığı dosya kapsamı itibariyle sabit olup, bu husus mahkemenin de kabulündedir. Hal böyle olunca, davanın kabulü ile çekişmeli taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden Belediyeye iadesine, 17.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.