Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiş olmakla ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili .. ile davalı vekili .. gelmiş olduğundan duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, 18.09.2007 tarihinden itibaren davalının damacana su ana bayiisi olarak atanan müvekkiline davalının su göndermemesi ve proforma olarak düzenlenen ancak yazılı protokol haline getirilmeyen bayilik sözleşmesini imzalamaması üzerine Ankara 16. Noterliğinin 28.04.2008 tarihli ihtarnamesi ile bayilik sözleşmesinin feshedildiğini ileri sürerek müvekkilinin davalıdan olan cari hesap alacağı, promosyon su bedeli ve işlemiş faiz alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığını, taraflar arasında sözlü ya da yazılı akdi bir ilişki bulunmadığını, müvekkili firmaya yapılan ödemelerin satışı yapılan ürün bedeli karşılığı olduğunu ileri sürerek davanın reddi ile %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının fazla ödeme yaptığını, sözleşmeyi ve sözleşmedeki promosyon verileceğine dair maddeyi kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, davacı tarafından davalıya mal karşılığı yapılan fazla ödemenin iadesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlık davacı tarafından davalıya verilen avans çeklerinin bankaya iade edilmesi karşısında davacı ödemesi olarak kabul edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Davacı vekili dava konusu çeklerin ödeme nedeniyle iade edildiğini ve böylece ödemeye karine teşkil ettiğini iddia etmektedir. Her ne kadar dosyada mahkemeye hitaben muhatap banka tarafından yazılan cevaplarda çeklerin bankaya iade edildiği belirtilmiş ise de kim tarafından iade edildiği konusunda bir açıklık bulunmamaktadır. Bir kambiyo senedinin borçlu elinde bulunması ödemeye karine teşkil edeceğinden davacının iddiasına konu çeklerin alacaklı tarafından kendisine geri verildikten sonra bankaya iade edilip edilmediği, başka bir anlatımla çekleri bankaya iade edenin borçlu olup olmadığı hususları yeniden araştırılarak yapılacak inceleme sonunda tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 16/06/2016 gününde oybirliğiyle kar