20. Hukuk Dairesi 2015/15819 E. , 2017/3663 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve davalılar ... ile ... Belediye Başkanlığı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... köyünde bulunan yaklaşık 20 dönüm taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Kanunun 713. maddesi hükmüne göre davacı adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 20.11.2007 tarihli fen bilirkişi raporunda (B)=200 m2, (C)=243 m2, (D)=2486 m2, (E)=154 m2, (F)=231 m2 yüzölçümündeki taşınmazların davacı adına tapuya tesciline, (A)=22.274 m2 bölümü hakkındaki davanın reddine karar verilmiş, davacı ... ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle Dairenin 28/04/2009 tarih ve 2009/4942 E. – 7036 sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle;"... mahkeme tarafından eksik inceleme ve araştırma neticesinde hüküm kurulduğu, 1953 yılında yapılıp kesinleşen ... kadastro çalışmasına ait harita ve tutanaklar getirtilip uygulanmadan yalnızca 2005 yılında yapılan çalışmaya ait uygulama yapılması nedeniyle uzman bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığı, ziraat uzmanı bilirkişi taşınmazın kapama zeytin ve incir bahçesi olduğunu, zeytinlerin 25 yaşlarında ve taşınmazın eğiminin %5 ila 20 civarında olduğunu açıklamış, zeytinlik olmadan önce taşınmazın ne olarak ve nasıl kullanıldığını belirtmediği, bir taşınmazın kesinleşen ... sınırları dışında kalması ile zilyedlikle kazanılacak yerlerden olması ayrı ayrı değerlendirilecek konular olması ve zeytin ağacının aşısız hali olan delicelerin ... ağacı olarak kabul edilmesi nedeniyle, taşınmaz üzerindeki zeytinlerin dikme mi aşılama mı olduğu, aşılı ise aşı yaşının kaç olduğu, dikme ise öncesinde taşınmazın ne olarak kullanıldığı ayrıntılı olarak araştırılması gerektiği, taşınmaz 1979 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında tapulama harici bırakıldığına göre, ne olarak tapulama harici bırakıldığının da önemli olduğu açıklanarak, mahkemenin eski tarihli belgelerde ve gerçeğin görüntüsü olan hava fotoğraflarında taşınmazın niteliği, kullanım durumunun incelenmesi, ... sayılmayan alanlardan olduğu tespit edilirse zilyetlikle kazanmaya elverişli olup olmadığı, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırması yapılması gerektiği ve tüm bu hususlar araştırılıp deliller toplandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi..." gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazın 29/02/2008 tarihli ... bilirkişi raporu ve
20/11/2007 tarihli fen bilirkişilerinin rapor ve krokilerinde (B) harfi ile belirlenen 200.88 m², (C) harfi ile belirlenen 243 m², (D) harfi ile belirlenen 2486.25 m² lik, (E) harfi belirtilen 154.16 m²"lik, (F) harfi ile belirlenen 231.16 m²"lik bölümlerin ayrı ayrı birliğin en son parsel numaraları verilerek davacı adına tesciline, (A) harfi ile belirlenen 22274.19 m2"lik alan için davanın reddine karar verilmiş, karar verildikten sonra davalılardan ... Belediye Başkanlığı vekilinin 18/06/2015 tarihli dilekçesiyle tavzih talebinde bulunması üzerine mahkemece gerekçeli karar başlığında yer alan “ ... Tüzel Kişiliğinin” “... Belediye Başkanlığı” olarak düzeltilmesine ve hüküm fıkrasına “Davalı ... Belediye Başkanlığı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca tayin ve takdir olunan 1.500,00.-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak iş bu davalıya ödenmesine” fıkrasının eklenmesine karar verilmiş, hüküm davacı ... ve davalılar ... ile ... Belediye Başkanlığı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tesbit harici bırakılan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1953 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen ... kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 12.11.2005 tarihinde kesinleşen ... kadastrosu, aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi 09.10.1979 tarihinde kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına göre, dava davacı gerçek kişi tarafından, davalı ... köyü tüzel kişiliğine karşı husumet yöneltilerek açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir. Mahkemece ... Belediye Başkanlığı davaya dahil edilerek karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK"nın 50. maddesinde medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın davada taraf ehliyetine de sahip olacağı, 51. maddesinde dava ehliyetinin medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği, 114/d maddesinde ise taraf ve dava ehliyetinin dava şartlarından olduğu ve 115. madde uyarınca da mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı belirtilmektedir.
4721 sayılı TMK"nın 47, 48, 49 ve 50. maddelerinde de tüzel kişiliğin kazanılması, hak ehliyeti ile fiil ehliyeti ve bunun kullanılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.
442 sayılı Köy Kanununun 37/7. maddesi uyarınca da köy tüzel kişiliği adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisi köy muhtarına aittir. Köy muhtarının hukukî bir engelinin çıkması durumunda bu yetki aynı Kanunun 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanınmıştır.
Ancak, On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince;
1) ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
2) ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... Büyükşehir Belediyelerinin sınırları il mülkî sınırlarıdır.
3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülkî sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.
Aynı Kanunun Geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrasında; "1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur" hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm Kanunun "Yürürlük" başlıklı 36. maddesi uyarınca ilk mahalli idareler genel seçiminin yapıldığı 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Somut olayda, davalı köyün 6360 sayılı Kanun gereğince Büyükşehir sınırlarının il mülki sınırı haline gelmesi nedeniyle ... Büyükşehir Belediyesinin ilgili kamu tüzel kişisi sıfatıyla davada taraf olarak yer alması gerekli olduğundan, 6360 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince işlem yapılması için kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... ve davalılar ... ile ... Belediye Başkanlığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 26/04/2017 günü oy birliği ile karar verildi.