13. Ceza Dairesi Esas No: 2016/11800 Karar No: 2018/2066 Karar Tarihi: 15.02.2018
Hırsızlık - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2016/11800 Esas 2018/2066 Karar Sayılı İlamı
13. Ceza Dairesi 2016/11800 E. , 2018/2066 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 1-Suça sürüklenen çocuk ...’nın üzerine atılı suçun hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının değerlendirilmesi açısından, suç tarihinde 12-15 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocuk ... hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 35/1. ve Çocuk Koruma Kanunu"nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik"in 20/2. maddesi gereğince zorunlu olan sosyal inceleme raporu alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Suçu işlediği tarihte 15-18 yaş aralığında bulunan suça sürüklenen çocuk ... Maden hakkında 5395 sayılı Yasa"nın 35. maddesi gereğince sosyal inceleme raporu alınması, alınmaması halinde ise gerekçesinin gösterilmesi gerektiği halde, sosyal inceleme raporu alınmaması ve alınmama gerekçesinin de yazılmaması, Kabul ve uygulamaya göre de; a-Suç tarihinde 12-15 arası yaş grubunda olan Çağla’nın Gaziosmanpaşa Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’ndan aldırılan 09.03.2011 tarihli rapor içeriğine göre “ hırsızlık suçunun hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olduğu, farik ve mümeyyiz olmadığının “ tespit edilmesi karşısında, cezai sorumluluğu bulunmadığı anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında TCK’nın 31/2’ci maddesi delaletiyle 5271 sayılı CMK"nın 223/4-b maddesi gereğince “ceza verilmesine yer olmadığına” ve “çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine” karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, b-Suça sürüklenen çocuk ...’nın, suç tarihinde 18 yaşını tamamlamamış olması ve daha önce hapis cezasına mahkum edilmediğinin anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 50/3. maddesi gereğince, hükmedilen kısa süreli hapis cezasının aynı Kanunun 50/1. maddesinde öngörülen seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinde zorunluluk bulunduğunun gözetilmemesi, c-Hapis cezası ertelenen suça sürüklenen çocuklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 51/7. maddesi uyarınca ihtarat yapılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, d-Yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden suça sürüklenen çocuklar hakkında TCK’nın 62. maddesinin uygulanmamasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, üst yer Cumhuriyet Savcısının ve suça sürüklenen çocuklar müdafiilerinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 15.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.