
Esas No: 2017/4117
Karar No: 2017/10974
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2017/4117 Esas 2017/10974 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Mehir Alacağı- Alacak -Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar ile kadının kabul edilen mehir alacağı talebi ile kendi para alacağı talebi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2- Mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması Anayasa hükmüdür (m. 141/3). Mahkemenin, tarafların açıklamalarını dikkate alarak değerlendirmesi ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesi hukuki dinlenilme hakkının da (HMK m. 27) gereğidir. Yargı organları her iki tarafın iddia ve savunmaları ile delillerini değerlendirip, sabit görülen maddi vakıaları ve bunlardan çıkardıkları sonuç ve hukuki sebepleri gerekçelerine yansıtmalıdırlar. Mahkeme gerekçeli kararında, "davacı kadının mehir alacağı davasının kabulüne" ifadesiyle yetinmiş, bunun dışında; hangi tanık beyanlarına hangi sebeple üstünlük tanındığı, hangi tanık beyanlarına hangi sebeple itibar edilmediği belirtilmediği gibi, kabule ilişkin başka bir gerekçeye de yer vermemiştir. Bu haliyle karar, kadının mehir alacağı davası yönünden yeterli gerekçeden yoksun olup Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/1 -c maddesindeki unsurları içermemektedir. Bu bakımdan gerekçesiz karar oluşturulması usule aykırı bulunmuştur.
3-Davalı-karşı davacı erkek, birleşen dava dilekçesinde boşanma talebinin yanı sıra 7.800 TL şahsi alacak talebinde de bulunmuştur. Dava açılırken alınan başvuru harcı, dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsar. Davalı-karşı davacı erkeğin alacak talebi nispi harca tabidir. Bu talep nedeniyle davanın açılması esnasında nispi harç alınmadığı gibi bu eksiklik yargılama sırasında da giderilmemiştir. Nispi harç tamamlattırılmadan müteakip işlemler yapılamaz. Mahkemece, davalı-karşı davacı erkeğe talep ettiği alacak bedeli üzerinden nispi
harcın ikmali için süre verilmesi (Harçlar Kanunu m. 30-32), harç noksanlığı giderildiği takdirde, davalı-karşı davacı erkeğin bu talebi genel hükümlere tabidir ve görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınacağından, görev hususu da düşünülerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi, harcın ikmal edilmemesi halinde ise Harçlar Kanununun 30. maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken, belirtilen hususlar gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.