3. Hukuk Dairesi 2020/10068 E. , 2021/1776 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 19. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen vasiyetnamenin iptali davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; mirasbırakan ...’nın oğlu olduğunu, mirasbırakanın Üsküdar 3. Noterliğince düzenlenen 29/04/2013 tarihli vasiyetnamesinin İstanbul 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/1232 E. sayılı dosyasında açılıp okunduğunu, davalının mirasbırakanın kızı olduğunu ve onun baskı ve zorlaması ile vasiyetnameyi düzenlediğini, mirasbırakanın emekli olup, okur yazar olduğu halde vasiyetnamede okuma yazma bilmediği beyan edilerek parmak bastırıldığını, vasiyetnamenin geçerlilik şartlarına haiz olmadığını ileri sürerek, işbu vasiyetnamenin iptalini talep etmiştir.
Davalı; mirasbırakanın vasiyetname tarihinde akli melekelerinin yerinde olduğunu, vasiyetnamenin yanılma korkutma ile yapılması imkanının olmadığını, hukuka ahlaka aykırı bir durum olmadığını, mirasbırakanın okuma yazma bilse bile okuma yazma bilmeyenlere özgü vasiyetname düzenleyebileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; vasiyetnamenin iptalini gerektirecek hukuki bir sebep bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; şeker hastalığı bulunan ve diyaliz hastası olan mirasbırakanın, noter işlemleri sırasında iyi göremediği için okuyamadığını beyan etmesi üzerine okur yazar olmadığı belirtilerek işlem yapıldığı, bu işlem şeklinin mırasbırakanın daha lehine olduğu ve şekil eksiği bulunmadığı, vasiyetnamenin manevi zorlama ile akdedilmiş olduğunun da davacı tarafça kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esatan reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- TMK"nın 535 inci maddesi; “Mirasbırakan vasiyetnameyi bizzat okuyamaz veya imzalayamazsa, memur vasiyetnameyi iki tanığın önünde ona okur ve bunun üzerine mirasbırakan vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan eder.
Bu durumda tanıklar, hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını ve onu tasarrufa ehil gördüklerini; hem vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından mirasbırakana okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar.” hükmünü içermektedir.
Yazılışına bakılarak TMK"nın 535 inci maddesinin, ancak vasiyetçinin okuyamaması veya imzalayamaması halinde uygulanabileceği düşünülebilirse de bu görüş doğru değildir. Nitekim, 26/03/1962 tarihli ve 23/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının sonuç bölümünde açıkça ifade edildiği üzere; okuryazar kişiler bile, dileğine göre ve hiç bir sebep bildirmeye veya vasiyetnameye yazdırmaya yer olmaksızın okuyamayan veya imzalayamayanlar gibi resmi vasiyetname düzenletme yolunu seçebilirler. Sözü edilen içtihadın yürürlüğünden bu yana uygulama bu yolda devam edegelmiştir (Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 24/11/1980 tarihli ve 1980/7187 E.-8357 K. ve Dairemizin 17/12/2012 tarihli ve 2012/21939 E.-25917 K. sayılı içtihatları da aynı yöndedir).
Öte yandan, okuryazar kişilerce, okuyamayan veya imzalayamayanlar gibi resmi vasiyetname düzenletme yolunun seçilmesi halinde de; TMK"nın 535 inci maddesinin ikinci fıkrasında gösterilen şekle uyulmak zorundadır.
Somut olayda vasiyetname, noter tarafından, şeker hastalığı bulunan ve diyaliz hastası olan mirasbırakanın iyi göremediği için okuyamadığını beyan etmesi üzerine; okur yazar olmadığı belirtilerek, okuyamayan veya yazamayanlara özgü vasiyetname şeklinde düzenlenmiştir. Ne var ki, vasiyetnamede tanıkların “mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını” tevsik eden beyanları yoktur. Bu beyanın yokluğu vasiyetnameyi geçersiz kılar.
Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; TMK"nın 535 inci maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmeyen vasiyetnamenin iptali talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 22/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.