Esas No: 2021/810
Karar No: 2022/363
Karar Tarihi: 07.04.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/810 Esas 2022/363 Karar Sayılı İlamı
T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/810 Esas
KARAR NO : 2022/363
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 11/02/2021
KARAR TARİHİ : 07/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; müvekkilinin ---- adı altındaki sözleşme ile ---- gayrimenkulün satışının yapılması konusunda---- bedel ile bir ön anlaşma yapılıp, kapora mahiyetinde davalının talebi ile gösterdiği ---- komisyon bedeli olarak gönderildiğini, kullanılacak kredi için -----marifeti ile yapılan ekspertiz sonucu satışa konu -----değerindeki esaslı yanıltmadan dolayı kredi sağlanamadığını, belirtilen satış gerçekleşmediğinden önce davalıya ödenen komisyon bedelinin geri ödenmesi için ihtarname keşide edildiğini, ihtarnameden sonuç alınamayınca davalı aleyhine ---takip dosyası ile takip yapıldığını davalının itiraz ettiğini, bu nedenle icra dosyasına yapılan itirazın iptaline, davalının %20'den az olmamak kaydı ile tazminata mahkumiyetine, yargılama gideri, masraf ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP/TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın temelinde bulunan taşınmazın --- başlarında taşınmazın maliki ile davacı arasında iradi olarak anlaşılan kira akdi doğrultusunda, müvekkilinin davacı tarafça ödenmesi gereken bir kira hizmet bedeli alacağının doğduğu ve kesinleştiği sabit olduğunu, davacının taşınmaz satış işlemi yapılmadığından bahisle yapılan ödemenin iade edilmesi istemi bu nedenle haksız ve hukuka aykırı olup mahsuben yapılan kira akdi hizmet bedeline sayılması gerektiğini, bu nedenle davanın reddine ve yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER : ------ Banka dekontu, Dosya içindeki tüm bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava, İtirazın iptali ve inkar tazminatı istemine ilişkindir.
---- Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmiş ve karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmadığı için karar kesinleşmiş ve dosyanın talep üzerine mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır. Mahkememizce taraf vekillerine davetiye gönderilmiş ve duruşma açılarak dava şartlarına yönelik yapılan ilk incelemeye göre aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Anayasa'nın 37. maddesine göre "Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz". 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 1. maddesine göre, "Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir." 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/(1)-c maddesine göre, mahkemenin görevli olması dava şartıdır. 115. maddesine göre, "Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir." Bu yasal çerçevede mahkemelerce görev konusu her aşamada resen gözetilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda dosyanın öncelikle görev dava şartı --incelenmesi ve sonuçlandırılması gerekmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar.
Ticari davalar ise aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenen, Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki -- rekabet yasağına ilişkin ---, yayın sözleşmesine dair---kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen ----, ---- ---- diğer ---- öngörülmüş bulunan--- saklama sözleşmelerini düzenleyen --- maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; --- diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve ---diğer kredi kuruluşlarına, ---- kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede ---halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmamasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK'nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK'nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
TTK'nın 4/1-a maddesinde, “TTK'da öngörülen” hususlardan kaynaklanan hukuk davaları, mutlak ticari davalar arasında sayılmıştır. Örneğin, Kambiyo senetleri, 6102 sayılı TTK'nın 670 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu nedenle, TTK'da düzenlenmiş olan kambiyo senedinden kaynaklanan hukuk davaları, mutlak ticari dava olup, aynı Kanunun 5/1. maddesi gereğince kambiyo senetlerine ilişkin uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK'nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
------ yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK'da yeterli görülmüştür.
6335 sayılı Türk Ticaret Kanunu İle Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. maddesi ile değişik TTK’nın 5/1. maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, asliye ticaret mahkemesinin tüm ticarî davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu belirtilmiştir. Buna göre, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunundan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Bu nedenle, asliye ticaret mahkemesinin bakması gereken davalarda asliye hukuk mahkemesi; asliye hukuk mahkemesinin bakması gereken davalarda asliye ticaret mahkemesi görevli sayılamaz..
6098 Sayılı TBK'nın 520. maddesinde '--- kurulması imkanının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir.---sözleşmesine, kural olarak vekalete ilişkin hükümler uygulanır. Taşınmazlar konusundaki --- sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz.' düzenlemesi bulunmaktadır.
Yukarıda anılan yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; taraflar arasındaki uyuşmazlığın taraflar arasında düzenlenen ----başlıklı belgeden kaynaklandığı ancak işbu belge içeriği incelendiğinde taraflar arasındaki sözleşmenin esasen 6098 Sayılı TBK'nın 520 vd. maddelerinde düzenlenen simsarlık (tellallık) sözleşmesi niteliğinde olduğu, davacı tacir olmakla birlikte davalı gerçek kişi --- tacir olduğuna dair dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, böylece davanın har iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmediği, 6102 sayılı TTK'nın 4. maddesinde --- sözleşmesinden kaynaklanan davalar mutlak ticari davalar arasında da sayılmadığına göre simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan işbu uyuşmazlığın genel yetkili Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği düşünülmüştür. Bu itibarla, görevsizlik kararı veren önceki mahkemenin, uyuşmazlığın sözleşme kapsamında alacağa ilişkin olduğu ve her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı şeklindeki tespit, değerlendirme ve gerekçesi doğru bulunmamıştır. Binaenaleyh; dava açıkça genel hükümlerden kaynaklandığından işbu davada görevli mahkemenin 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu sonuç ve kanaati hasıl olmuştur. Yukarıdan beri açıklanan hususlar muvacehesinde 6100 sayılı HMK'nın 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevli olmaması nedeniyle; mahkememizce de davanın, 6100 sayılı HMK'nın 115/1-2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-)Davanın, 6100 sayılı HMK'nın 114/1-c maddesi uyarınca 'mahkememizin görevli olmaması nedeniyle' 6100 sayılı HMK'nın 115/1-2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-)6100 sayılı HMK'nın 114/1-c ve 1,2. maddeleri uyarınca görevli mahkemenin ---- HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-)6100 sayılı HMK'nın 114/1-c maddesi uyarınca önceki mahkeme tarafından verilen görevsizlik kararı kanun yoluna başvurulmadan kesinleştiğinden mahkememizce verilen görevsizlik kararının da kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde dosyanın, 6100 sayılı HMK'nın 21/1-c maddesi gereğince görevli yargı yerinin belirlenmesi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine ---- gönderilmesine,
4-)6100 Sayılı HMK'nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin 6100 sayılı HMK'nın 21/1-c maddesi gereğince belirlenecek görevli yargı yeri tarafından (Mahkemece) değerlendirilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmezse, talep halinde dosya üzerinden davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
5-) 6100 Sayılı HMK'nın 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birininin, Bölge Adliye mahkemesi tarafından görevli yargı yerinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun belirlenmesi halinde işbu kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevl---- talep etmemesi halinde mahkememiz tarafından davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek 6100 Sayılı HMK'nın 331/3 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine,
Dair, davacı vekilinin yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı ; 6100 sayılı HMK'nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.