11. Hukuk Dairesi 2015/14870 E. , 2017/1141 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02/10/2014 gün ve 2012/43-2014/1519 sayılı kararı bozan Daire’nin 29/06/2015 gün ve 2014/19033-2015/8745 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin beş yılı aşkın süredir davalı ... şirketine 27.10.2006 tarihli sözleşme uyarınca aracılık ve acentelik hizmeti vermekte iken sözleşmenin davalı tarafça 14.11.2011 tarihli ihtar ve 05.12.2011 tarihli fesih bildirimi ile haksız olarak feshedildiğini, oysa sözleşme süresinin sona ermesine bir yıl daha bulunduğunu, davalı şirketin müvekkilinin oluşturduğu ticari değer niteliğindeki müşteri çevresinden tek başına yararlanacak olması nedeniyle, TTK 134/1. maddesinden kaynaklı fesih için öngörülen yasal bildirim süresine uyulmadığı için haksız fesih sebebiyle müvekkili aleyhine oluşan menfaat dengesizliğinin hakkaniyet icabı portföy tazminatı ile sözleşmenin haksız feshi nedeniyle doğan zararının tazmini yönünden şimdilik 20.000 TL tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine karar, Dairemizin 29.06.2015 tarihli ilamında yazılı gerekçelerle bozulmuştur.
Bu kez davalı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınmadığı anlaşılan 65,40 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 275,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 28/02/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞIOY
Dava, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin haksız feshi iddiasına dayalı portföy tazminatı isteminden ibarettir.
Taraflar arasındaki acentelik sözleşmesi, 27.10.2006-31.12.2006 tarihleri arası için akdedilmiş olup, sözleşmenin 19. maddesine göre, taraflardan her birinin, sözleşmenin uzatılmasını istememesi durumunda, yek diğerini sürenin bitiminden bir ay önce iadeli taahhütlü mektupla haberdar edeceği, aksi durumda sözleşmenin aynı koşullarla bir yıl uzatılmış sayılacağı kararlaştırılmıştır. Bu bağlamda, davacı yanın, sözleşmenin ilk uzatılmasından sonra belirsiz süreli hale geldiği yolundaki iddiası kabul edilemez. Taraflar arasındaki sözleşme bir yıl süreli olup bu karakterini korumaktadır. Davalı ... şirketi, maddede öngörülen şekilde birer yıl uzatılarak en son 31.12.2011 tarihinde sona eren sözleşme süresinin uzatılmayacağını, anılan sözleşme hükmüne uygun irade bildiriminde bulunmak suretiyle geleceğe yönelik olarak davacı yana bildirmiştir. Bu durumda, taraflar arasındaki sözleşmenin 31.12.2011 tarihinde sona erdiğinin kabulü gerekir. Şu halde, Dairemizin karar düzeltme istemine konu bozma ilamında, sözleşmenin uzatılmayacağına ilişkin irade bildiriminin, cari dönem için bir fesih ihbarı olarak değerlendirilmesi ve buna bağlı olarak haklı nedenlere dayanıp dayanmadığının araştırılmasının öngörülmesi, kanımca, yerinde olmamıştır. Bu nedenlerle, davalı yan vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüyle bozma ilamının kaldırılarak yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesindeyim.