4. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/7647 Karar No: 2015/8114 Karar Tarihi: 17.06.2015
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2015/7647 Esas 2015/8114 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2015/7647 E. , 2015/8114 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve diğeri vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğeri aleyhine 17/02/2010 gününde verilen dilekçe ile yaralama ve hakaret eylemine dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 28/01/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacıların tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; dava haksız eylem nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş, karar, taraflarca temyiz edilmiştir. Davacılar, davalıların yaralama ve hakaret eylemleri nedeniyle uğradıkları manevi zararlarının ödetilmesi talebinde bulunmuşlardır. Davalılar, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece; davalıların eylemleri sabit görülerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Gerek Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi, gerekse 49. maddesi hükümlerine göre, hakimin manevi zarar adı ile hak sahibine vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, belirlenecek manevi zararın tutarını özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafetle hüküm vereceği TMK m. 4 de belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar ,mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Davaya konu olayda, olayın gelişim biçimi, olay tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumu ile yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde davacılar yararına ayrı ayrı takdir edilen manevi tazminat miktarları fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. Ayrıca, davalıların isimlerinin hüküm fıkrasında yanlış yazılması mahalinde her zaman düzeltilebilecek bir eksiklik olduğundan bozma nedeni yapılmamış ve eleştirilmekle yetinilmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenle davalılar yararına BOZULMASINA, davacıların tüm, davalıların diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.