Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin dava dışı bir şirkete olan borcunu internet bankacılığı vasıtasıyla ödenmek istenirken sehven davalılardan R.. K.."ya ait İş Bankası A.Ş."indeki hesaba havale yapıldığını, durumu farkedince davalı İş Bankası A.Ş."inden iade talep ettiklerini fakat havale bedelinin iade edilmediğini iddia ederek, davalı R.. K.."ya havale bedeli sebebiyle borçlu olmadığının ve havale bedelinin davacıya ait olduğunun tespitini, havale edilen 45.000 TL"nin davalı İş Bankası"ndan 24.09.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılardan A.. A.."a usulune uygun tebligat yapılmış olmasına rağmen davalı cevap vermemiştir. Diğer davalı vekilleri de ayrı ayrı cevap dilekçeleri ile davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece; davacı şirketin davalı R.. K.."ya borçlu olmadığının tespiti ile havale bedelinin davacıya ait olduğunun tespitine, davacının havale ettiği 45.000 TL ve davalı İş Bankası Kayseri Düvenönü Şubesi hesabındaki havalenin davacıya iadesine, bu davalıdan fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının diğer davalılar Türkiye Ekonomi Bankası, A.. A.., T. İş Bankası A.Ş. yönünden açılan davaların reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde, davacı vekilinin faiz talebi hakkında ise olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Her ne kadar, mahkeme hükmünde fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş ise de, hüküm fıkrasındaki fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş olması, fer"i hak niteliğinde olan faiz talebinin reddi anlamında yorumlanamaz. Mahkemenin, hüküm fıkrasında asıl ve yardımcı taleplerin hepsi hakkında açık ve tereddüte yol açmayacak şekilde karar vermesi gerekir (HMK 297). Buna rağmen, mahkemenin asıl veya yardımcı taleplerden biri hakkında, karar vermemiş olması mümkündür. Bu halde hakkında karar verilmemiş olan talep zımnen reddedilmiş sayılmaz. Çünkü, bu talep hakkında verilmiş bir karar yoktur. O halde yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, mahkemece, faiz talebi hakkında, bir karar verilmemiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.