10. Hukuk Dairesi 2020/3481 E. , 2021/3504 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
...
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı fer"i müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, fer"i müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı, davalı ...Halıcılık Tic. A.Ş"ye ait işyerinde 10.11.1990-01.07.1999 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak günün asgari ücreti üzerinden kesintisiz sigortalı olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
II-CEVAP
Fer"i müdahil SGK vekili; yetkili Mahkemenin Ankara İş Mahkemesi olduğunu, müvekkiline husumet düşmediğini, davanın zamanaşımına uğradığını, davanın ancak yazılı belge ve bordro tanıkları ile ispatlanabileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ...Halıcılık Ticaret A.Ş; Cevap dilekçesi vermemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece mahkemesi tarafından "davanın kabulü ile, davacı ..."nun 10/11/1990-01/07/1999 tarihleri arasında davalı ...Halıcılık Sanayi ve Ticaret A.Ş."ye ait işyerinde sürekli ayda 30 gün üzerinden hizmet akdine dayalı olarak kesintisiz çalıştığının tespitine" karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
Kocaeli 1. İş Mahkemesinin 16/05/2019 tarih, 2019/61 Esas- 2019/171 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan feri müdahil Kurum vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Yasanın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine,
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Kurum vekili, davanın yöntemince kanıtlanmadığı, hak düşürücü sürenin söz konusu olduğu, yazılı belge bulunmadığı, davanın tanık sözleri ile kanıtlanamayacağı gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davacının, davalı işverene ait halı atölyesinde 10/11/1990-01/07/1999 tarihleri arasında geçen Kuruma bildirilmeyen hizmetlerinin tespitini istediği eldeki davada, davalı şirkete ait ... sicil sayılı işyerinde 10/11/1990 tarihinde işe girdiğine dair işe giriş bildirgesi verilmiş olduğu, davacının söz konusu işyerinden 10/11/1990-01/07/1999 tarihleri arasında Malüllük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortasına tabi olmayanlara ait dönem bordroları ile bildirilen hizmet sürelerinin bulunduğu ayrıca dinlenen bordrolu tanıkların ise çalışmayı doğruladıkları belirgindir.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 3. maddesinin II numaralı fıkrasına, 09.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3395 sayılı Kanunun 1. maddesiyle eklenen (D) bendinde “El halıcılığı dokuma işlerinde çalışanlar hakkında yalnız iş kazaları ile meslek hastalıkları, analık ve hastalık sigorta kolları uygulanır. Ancak bunlar istekleri halinde malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta kolları bakımından 85 inci madde hükmüne göre isteğe bağlı sigortalı olabilirler.” düzenlemesine yer verilmiş, sonrasında 06.08.2003 günü yürürlüğe giren 4958 sayılı Kanunun 57. maddesiyle söz konusu bent ilga edilmiş olup yürürlükten kaldırmaya yönelik yasama işleminin geriye yürütüleceğine ilişkin herhangi bir yasal düzenleme bulunmadığından, şu durumda 09.07.1987 – 05.08.2003 (dahil) dönemi bakımından bentte yazılı nitelikteki hizmetin 506 sayılı Kanun hükümleri gereğince uzun vadeli sigorta kollarına tabi zorunlu sigortalılık olarak değerlendirilemeyeceği belirgindir.
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında dava irdelendiğinde, uyuşmazlık konusu 10/11/1990-01/07/1999 arası dönemde anılan Kanun kapsamında malûllük, yaşlılık ve ölüm sigorta kolları bakımından 85. madde gereğince isteğe bağlı sigortalılık başvurusu bulunmayan davacının sunduğu yazılı belgeler karşısında uyuşmazlık konusu dönemde davacının, işverene bağlı olarak yerine getirdiği faaliyetin “el halıcılığı dokuma işi” niteliğinde olup olmadığı belirlendikten sonra, yapılan işin el halıcılığı kapsamında olduğunun anlaşılması halinde davanın 10/11/1990-01/07/1999 dönemi yönünden reddine, aksi halde elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
O hâlde, feri müdahil Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 17.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.