19. Hukuk Dairesi 2017/3368 E. , 2019/1300 K.
"İçtihat Metni"19. HUKUK DAİRESİ
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabûlüne dair verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının muhtelif tarihlerde davacıdan almış olduğu hayvan yemi, gübre, tarımsal ve hayvansal ürün bedellerini ödemediği, davacının alacağın tahsili için başlattığı icra takibine davalının itirazının haksız olduğu, davalının takibe ekli bir kısım irsaliyeli faturalarda borcu kabul ettiğine dair imzalı beyanlarının yer aldığı iddiaları ile itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, davalının davacıya hiçbir borcu olmadığı, taraflar arsında süregelen ilişkide davalının davacıdan aldığı ürün bedellerinin nakit, çek ve kredi kartıyla ödendiği, davacının bedelini almadığını iddia ettiği ürünlerin teslimini teslimat fişi ve irsaliye makbuzu ile ispatlaması gerektiğini savunmasıyla davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının, davalının borcu kabul ettiğini iddia ettiği faturalardaki ibarelerin teyid mektubu niteliği taşımadığı, davacının cari hesap kayıtları ve tahsilat makbuzları faturalara göre davacının davalıdan alacak bakiyesinin olduğu sonucuna varıldığından davanın kısmen kabûlüne, alacak cari hesap hareketlerinin incelenmesi sonucu belirlendiğinden icra inkar tazminatının reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davaları takip talebine sıkı sıkıya bağlı davalardır. Dava konusu takipte satış faturalarına dayanılmıştır. Bu durumda, öncelikle davacı takip dayanağı faturalardaki malları davalıya teslim ettiğini ispatlamalı daha sonra davalı da kendisine teslim edildiği ispatlanmış malların bedelini ödediğini ispatlamalıdır.
Ayrıca takip dayanağı irsaliyeli faturalarda görüldüğü kadarıyla teslim alan imzası bulunmamaktadır. Ancak, 18.07.2011, 15.09.2011 ve 13.10.2011 tarihli olanlarında borç miktarı hakkında kabûl beyanı ihtiva eden imza bulunmaktadır. Mahkemece bu imzalı beyan davalıya gösterilmeli, imzanın kendisine ait olup olmadığı sorulmalı, imzasını kabûl etmezse imza incelemesine gidilmeli, imzayı kabûl eder veya imzanın davalıya ait olduğu anlaşılırsa imzaların üzerindeki borç ikrarı niteliğindeki yazılar hakkında açıklama istenilmeli, bu yazıların davalıya ait olup olmadığı da araştırılmalıdır.
Ayrıca, itirazın iptali davasının takip talebine sıkı sıkıya bağlı olduğu şeklinde yukarıda belirtilen ilkeden ayrılmamak şartıyla tarafların ticari defterlerindeki kayıtlar da incelenmelidir. Bu bağlamda, davalının ticari defterlerinin incelenmediği görülmüş bunun sebebinin saptanmadığı anlaşılmıştır. Tahkikatın bu şekilde eksik bırakılması doğru olmamıştır.
Dava itirazın tümüyle iptali için açılmış olup, dava değeri 41.669,13 TL olduğu hâlde, davacının dava değerini sadece asıl alacak olan 32.016,00 TL olarak gösterip bunun üzerinden harçlandırması karşısında mahkemece 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. ve 32. maddeleri uygulanarak eksik harç tamamlanmadan yargılamaya devam edilmesi doğru olmamıştır.
Bu itibarla, eksik tahkikatla hüküm kurulamayacağından kararın taraflar lehine bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 04/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.