MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

1- Sanık hakkında, Türk Akreditasyon Kurumunca düzenlenen akredite belge inceleme formunu sahte olarak tanzim ettiğinden bahisle özel belgede sahtecilik suçu iddiasıyla açılan kamu davasında, sanığın hazırlık aşamasında Türk Akretidasyon Kurumunun temsilcisi gibi çalışan ..,...isimli bir firma için bu çalışmayı yaptığı, bu firmada yaptığı çalışma sonucunda katılan firmanın İSO belgesi alması için gerekli standarda nasıl yükseltileceği konusunda bir dökümantasyon hazırladığı, bunun ..,...isimli firmaya gönderdiği, suça konu Akredite belge inceleme formu isimli evrakların o firma tarafından katılana gönderildiği, sahtecilik yapmadığı, savunması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından, sanığın savunmasında adı geçen ..,...isimli firmanın araştırılarak konu ile ilgili yetkilisinin bilgi sahibi sıfatıyla ifadesinin alınması, ayrıca belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu cihetle, suça konu belgelerin duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özellikleri duruşma tutanağına yazıldıktan sonra aldatma özelliğinin ve bulunması gerekli unsurları taşıyıp taşımadığının, hukuki sonuç doğurma niteliği bulunup bulunmadığının tespit edilmesi ve denetime olanak verecek şekilde dosya içine konulması gerektiğiningözetilmemesi,2-Kabule göre de;
a) Suça konusunu oluşturan "akredite belge inceleme formunun" ... tarafından düzenlenen bir belge olması ve 4457 sayılı ... Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 22. maddesinde "kurumun para, evrak ve her çeşit mallarının devlet malı hükmünde" olduğunun belirtilmesi karşısında resmi belge olduğunun kabulü gerektiği dolayısıyla sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK"nın 204/1. maddesindeki suçu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgı sonucu özel belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması,
b- Sanığa verilen cezadan TCK"nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılırken hesap hatası sonucu netice cezanın 1 yıl 15 gün yerine 1 yıl 15 ay olarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini,
c- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sonuç ceza yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 24.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.