11. Hukuk Dairesi 2017/462 E. , 2017/1124 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada bozmaya uyularak verilen 15/06/2015 tarih ve 2013/610-2015/465 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalı sigorta şirketine "kredi kartı ödeme güvencesi sigortası" ve "gelir güvencesi sigortası" yaptırdığını, müvekkilinin prim tutarlarını düzenli ve eksiksiz olarak ödeyip, ödemeye de devam ettiğini, davacının 31/10/2009 tarihinde 3 yılı aşkın bir süredir çalıştığı unvanlı şirket tarafından iş akdinin tek taraflı olarak feshedildiğini, işten çıkarıldığını, davacının işten çıkarılmada herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacının işten çıkarılmasından kısa bir süre sonra davalı sigorta şirketine başvurarak sözleşmelerdeki sigorta teminatı tutarlarının ödenmesini talep ettiğini, davalı tarafın davacının aktif olarak çalıştığı iddiası ile ödeme talebini reddettiğini, müvekkilinin işten çıktıktan sonra eşine ait çalışmadığını, eşine ait şirkette bulunan hisselerini 27/10/2009 tarihinde devrettiğini ve ortaklıkla hiçbir ilgisinin kalmadığını, eşinin sahibi olduğu şirketin adresinin ev adresi olması ve eşinin evin bir bölümünü büro olarak kullanmasının davacı ile ilgisi olmadığını iddia ederek davanın kabulü ile kredi kartı ödeme güvencesi kapsamında 1.000 TL, gelir güvencesi sigortası kapsamında 1.000 TL olmak üzere 2.000 TL maddi tazminat ile 1.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Islahla, talep sonucunu 13.237,27 TL artırmış, ıslah tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının talebinin sigorta genel ve özel şartlar gereği teminat dışında kaldığını, sigorta araştırma görevlisi tarafından yapılan araştırmaya göre davacının iş akdinin sona ermesini takiben çalışmaya devam ettiğinin tespit edildiği, davacının Türkiye İş Kurumu"ndan ve kendilerinden haksız kazanç elde etmek istediğini, davacının aktif çalıştığı tespit edildiğinden tazminat ödenmediğini, manevi tazminat şartlarının da yasal dayanağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, taraflar arasında düzenlenen sigorta sözleşmeleri gereğince davacının kendi kusuru olmadan işsiz kaldığı gerekçesiyle maddi tazminat talebinin kabulü ile 15.237,27 TL"nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline; davacının manevi tazminat talebine ilişkin karar kesinleşmiş olmakla karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
.../...
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve davacının işten ayrıldıktan sonra da çalıştığını ispat külfetinin davalı sigorta şirketinde olmasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 31.10.2009 tarihinde istem dışı işsiz kaldığı, hesaplanan 6 aylık tutara hak kazanacağı ve bu miktarın da 13.425,54-TL olduğu belirtilmiştir. Ancak, dava tarihi 23.03.2010 olup, dava dilekçesinde davacının mart ayı başında çalışmaya başladığı kabul edildiği halde, bu husus dikkate alınmaksızın mart ve nisan aylarına dair de işsizlik teminatının tahsiline karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın davalı taraf yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın anılan taraf yararına BOZULMASINA, davacıdan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, ödediği peşin temyiz harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 27.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.