11. Hukuk Dairesi 2015/12560 E. , 2017/1122 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/06/2015 tarih ve 2013/118-2015/103 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili, davalı ... Prod. Ltd. Şti. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirket tarafından davalı ...’ye yapılan Keloğlan isimli çizgi filmin 2. sezonunun 1 ila 11. bölümlerinin senaristi olduğunu; bazı karakterleri kendisinin yarattığını, dizinin 12. bölümünden itibaren davacının senaristlikten ayrıldığını, daha sonra yarattığı karakterlerin yeni bölümlerde de kullanıldığını, davalı ...’nin de bu duruma ses çıkarmadığını, 2. sezon 12. bölümden sonra müvekkilinin adının hala senarist olarak kullanılmasının ayrı bir manevi hak ihlali olduğunu, yaklaşık 70 bölümde davacının yarattığı karakterlerin kullanıldığını, davacının 10 dakikalık bir bölümü günün şartlarında 5.000 TL"ye yazdığını, izinsiz kullanılan 70 bölüm için FSEK m. 68 gereğince bedeli 3 kat olarak şimdilik 1.000 TL tazminatın haksız fiil tarihlerinden itibaren avans faizi ile davalılardan tahsilini, karakterlerin kullanımının önlenmesini, bu tiplerin baskı ya da materyaller üzerinde kullanımının önlenmesini, karakterlerin kullanılmasından dolayı ve 2. sezon 11. bölümden sonra da davacının adının kullanılması nedeniyle 10.000 TL manevi tazminatının haksız fiil tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunmuş, davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı vekili, karakterlerin bazılarının hemen hemen aynısının 1. sezonda gösterilen bölümlerde de olduğunu, bölümlerin öyküsünün başkalarına ait olduğunu, sadece diyaloglarının davacıya ait olduğunu, elbirliği halinde eser sahipliği olduğundan davacının tek başına dava açamayacağını, davacının senaryoya ilişkin telif haklarını muvafakatname ile TRT’ye devrettiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, Keloğlan çizgi filminin 2. sezondaki 1-11. bölümlerinin senaryolarını davacının yazdığı, senaryonun sinema ilim ve edebiyat eseri olarak nitelendirilebilecek bir fikir mahsulü olduğu, anılan bölümlerdeki senaryo içinde yer alan bazı tiplemelerin davacı tarafından yaratıldığı, tiplemelerin sahibinden izin alınmaksızın kullanılmasının eser sahibinin işleme, çoğaltma ve umuma iletim haklarını ihlal ettiği, ancak davalı ..."nin muvafakatname ile davacıdan sayısız ve süresiz olarak izin aldığı gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın reddine; diğer davalı yönünden davanın kısmen kabulüne, davacının senaryo yazarı olarak yer aldığı Keloğlan çizgi filminde anılan karakterler üzerinde eser sahibi olduğunun tespiti ile, davalının tecavüzünün menine, FSEK m. 68’e göre 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin saklı tutulmasına, FSEK m. 70’e göre takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacıya ait olduğu tespit edilen tiplemelerin sonraki bölümlerde kullanılmasının önlenmesi yönündeki istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili, davalı ... Prod. Ltd. Şti. vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, telif hakkının ihlalinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 294 ve devamı maddelerinde hükmün verilmesi, tefhimi ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı hususları ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır, şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun olması gerekmektedir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi, dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş ve mahkeme kararlarına duyulan güven sarsılmış olacaktır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 10.4.1992 gün ve 1991/7 esas 1992/4 sayılı kararında da kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunmasının bozma nedeni sayılacağı içtihat edilmiş olup, HMK’nın 298/2. maddesinde de gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
Somut olayda mahkemece verilen kısa kararda, “Davacının dilekçede fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL ve 3 katı tazminat talep ettiği üzere FSEK 68. maddesine göre 1.000,00 x 3= 3.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ... firmasından alınıp davacıya verilmesine” karar verilmiş iken gerekçeli kararda “Davacının dilekçede fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL ve 3 katı tazminat talep ettiği üzere FSEK 68. maddesine göre 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ... firmasından alınıp davacıya verilmesine” karar verilmek suretiyle kısa karar ve gerekçeli karar arasında maddi tazminat yönünden çelişkili bir durum yaratılmıştır. Kısa kararın çelişki yaratan kısmının hakim tarafından düzeltilerek onaylanmasının tefhim edilen kararı ortadan kaldırması da mümkün olmadığından gerek anılan yasal düzenlemeler gerekse İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekili ve davalı ... Ani. Pro. Ltd. Şti. vekilinin temyiz istemlerinin incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın re’sen BOZULMASINA; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalı ... Ani. Pro. Ltd. Şti. vekilinin temyiz istemlerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 27/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.