Başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçundan sanık ..."nın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 267/1, 269/2 ve 62. maddeleri gereğince 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Adana 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/11/2016 tarihli ve 2016/233 esas, 2016/598 sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
Benzer bir olay nedeniyle Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 08/04/2019 tarihli ve 2017/10017 Esas, 2019/3596 Karar sayılı ilamı ile; "..Somut olayda, cezaevi firarisi olan sanığın sahte kimlikle dolaştığı yönünde gelen ihbara istinaden kolluk görevlilerince yakalandığında, üzerinde kendisine ait fotoğraf bulunan ağabeyi ... adına düzenlenmiş nüfus cüzdanı ve sürücü belgesinin ele geçirildiği, ancak yapılan mülakatta gerçek kimliğini açıkladığı ve hakkındaki bütün adli işlemlerin gerçek kimlik bilgileriyle yapıldığı, başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, diğer kişiyi ise işlemediği bir suçun faili olarak göstermediği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 268. maddesinde düzenlenen “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde hüküm kurulması..." şeklinde de belirtildiği üzere,
Somut olayda, sanığın emniyet görevlilerine, kardeşi olan mağdur ..."nın kimlik bilgilerini verdiğinden bahisle mahkumiyetine karar verilmiş ise de, dosyada mevcut olay tespit yakalama ve el koyma tutanağında sanığın kendisini ... olarak tanıttığı anlaşılmakta ise de, 09/03/2016 tarihli Cumhuriyet Savcısı ile görüşme tutanağından da sabit olduğu üzere şüphelinin parmak izinin alınması sonucunda sanık hakkındaki tüm adli işlemlerin gerçek kimlik bilgileri ile yapılması karşısında, sanığın beraati yerine, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 23.07.2019 gün ve 9135 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01.08.2019 gün ve KYB/2019/80617 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Gereği görüşülüp düşünüldü:
İftira suçunun özel bir halini düzenleyen TCK’nın 268. maddesinde öngörülen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşabilmesi için kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği ya da kimlik bilgilerini kullanması gerektiği, somut olayda uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti yapma suçundan yakalanan hükümlünün hakkında soruşturma yapılmasını engellemek amacıyla kardeşinin kimlik bilgileri ile düzenlenmiş ve kendisinin fotoğrafının bulunduğu sahte nüfus cüzdanını ibraz ettiği ancak sahte kimlik bilgilerine dayanılarak herhangi bir belge düzenlenmeden yapılan parmak izi incelemesi ile hükümlünün gerçek kimliğinin tespit edilmesi şeklinde gerçekleşen olayda sanığın eyleminde suç vasfını TCK.nın 204/1. ve 268/1 delaletiyle 267/1. maddelerinde düzenlenen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması ve resmi belgede sahtecilik olarak belirleyen mahkemenin takdir ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, Adalet Bakanlığı"nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca düzenlenen kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 27.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.