12. Ceza Dairesi 2018/8625 E. , 2019/9756 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Hakaret, şantaj, görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal
Suç Tarihleri : 13/03/2013 - 25/07/2013
Hükümler : 1- Hakaret suçundan dolayı TCK’nın 125/1, 52. maddeleri gereğince mahkumiyet
2- Şantaj suçundan dolayı TCK’nın 107/1, 52/2, 50/1-a, 52. maddeleri gereğince mahkumiyet
3- Görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı TCK’nın 134/2, 53/1-a-b-c-d-e, 51. maddeleri gereğince mahkumiyet
Hakaret, şantaj ve görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık müdafiinin yokluğunda verilen ve yargılaması adli tatil içinde yapılamayan davaya ilişkin karar, sanık müdafiine adli tatil içinde 20.07.2015 tarihinde tebliğ edilmiş olup, CMK"nın 331/4. madde ve fıkrasında adli tatil içinde sürenin işlemeyeceğinin belirtilmesi karşısında, 31.07.2015 tarihinde yapılan temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede:
A) Hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin 07.10.2009 gün ve 27369 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanıp, yayımından itibaren bir yıl sonra 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2009 gün ve 2006/65 esas, 2009/114 karar sayılı iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5237 sayılı TCK"nın 50 ve 52. maddeleri ve 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca doğrudan hükmedilip, başkaca hak mahrumiyeti içermeyen 2000 TL"ye kadar (2000 TL dahil) adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümleri 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanunun 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olup, 07.10.2010 ila 6217 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihine kadar ise mahkumiyet hükümlerinin hiçbir istisna öngörülmeksizin temyizinin mümkün olduğu, 14.04.2011 ve sonrasında ise, doğrudan hükmedilen 3000 TL’ye kadar (3000 TL dahil) adli para cezalarının 5320 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu anlaşılmakla; sanık hakkında hakaret suçundan dolayı 30.06.2015 tarihinde doğrudan hükmedilen 1800 TL"den ibaret mahkumiyet hükmüne yönelik suç vasfına ilişkin herhangi bir temyiz istemi de bulunmadığından, sanık müdafiinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
B) Şantaj ve görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Sanık ...’ın, internet üzerinden tanışıp arkadaş olduğu mağdur ... ile baş başa yaptıkları cinsel içerikli sohbetleri, onun bilgisi ve rızası dahilinde kaydettikten sonra, mağdura, 2.000,00 - 2.500,00 TL parayı vermemesi halinde, bu kayıtları, yakınlarına gönderip, internette yayımlayacağı tehdidiyle şantajda bulunduğu ve istediği paranın kendisine verilmemesinin ardından mağdurun özel yaşam alanına ilişkin konuşmalarını internet ortamında başkalarına ifşa ettiği iddialarına konu olayda;
Sanığın kısmi ikrarı, kovuşturma evresinde düzenlenen 30.04.2015 tarihli bilirkişi raporu, mağdurun aşamalarda özde değişmeyen ve tanık anlatımlarıyla doğrulanan beyanları ile dosya kapsamına göre; sanığa yüklenen şantaj ve görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarının sübut bulduğuna dair yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sübuta ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Şikayet dilekçelerinin içeriğine ve iddianamedeki anlatıma göre; 13.03.2013 - 25.07.2013 olan suçların işlendiği tarihlerin, gerekçeli karar başlığına, 13/03/2013 olarak eksik yazılması suretiyle CMK’nın 232/2-c madde, fıkra ve bendine uyulmaması,
2- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.09.2018 tarihli, 2015/4-1163 esas, 2018/382 karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, sanık müdafii istinabe mahkemesindeki 25.06.2014 tarihli duruşmada ve 16.06.2014 ile 19.03.2015 tarihli dilekçelerinde mahkumiyet kararı verilmesi halinde lehe olan yasa hükümlerinin uygulanmasını ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep ettiği halde, CMK’nın 230/1-d madde, fıkra ve bendine aykırı olarak, sanık hakkında takdiri indirim nedenlerinin düzenlendiği TCK’nın 62. maddesinin ve koşullu bir düşme nedeni oluşturmasından dolayı diğer kişiselleştirme hükümleri olan seçenek yaptırımlara çevirmeden ve ertelemeden önce değerlendirilmesi gereken CMK’nın 231. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi,
3- T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 02.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.