11. Hukuk Dairesi 2016/971 E. , 2017/1113 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/05/2015 tarih ve 2014/1550-2015/223 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan 35. numaralı kasayı kiraladığını, davalı tarafından başka bir kişiye ait olduğu zannedilerek hatalı bir şekilde müvekkilinin bilgisi ve izni olmaksızın kasa kilidinin kırıldığı ve kasa içerisindekilerin bir üçüncü kişiye teslim edildiğini, üçüncü kişinin daha sonra kasanın içerisindekilerin kendisine ait olmadığını bildirerek bankaya iade ettiği, bu konuda tutulan tutanağın müvekkiline gösterilmediği, müvekkilinin kiraladığı kasanın içerisinde kendisine ve eşine ait özel eşyaların bulunduğu, eşinin ünlü bir gazeteci ve televizyoncu olduğunu, kendisinin eşini davalı bankadan kasa kiralamak için ikna ettiğini, daha sonra hadise yaşanınca eşi ile tartıştığını ve eşine karşı mahçup olduğunu, özel eşyalarının davalı banka tarafından başkasına verilmesinin kabul edilemez nitelikte bulunduğu iddia ederek 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının banka müşterisi olduğunu, ... Şubesinde bulunan 35 nolu kiralık kasasını 29/06/2012 tarihinde açtırdığını, aynı numaradan mükerrer kasa bulunduğunu, yapılan işlemin hataen yapıldığı, davacının manevi zararı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafın manevi tazminat talebinin haksız fiile dayandığı, manevi tazminat için bedensel zarar görmesi yada kişilik haklarının zedelenmesinin gerektiği, davacı vekilinin son celsede tazminat taleplerinin gerekçesinin bankaya güven ilkesinin zedelenmesi olduğunun belirtilmesi neticesinde bankaya güven ilkesinin zedelenmesinin davacı açısından manevi bir zararın doğmasına neden olduğundan bahsedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 27/02/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
1- Dava, bankacılık sözleşmesine aykırılık ve haksız fiil sebebiyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
2- Somut olayda, davacının davalı banka nezdinde kasa kiraladığı, kayıtlarını yeteri kadar kontrol etmeyen davalı bankanın kasanın başkasına ait olduğunu zannederek kilidini kırdığı ve içerisindeki eşyaları, davacıyla alakası olmayan üçüncü kişilere teslim ettiği, o kişinin bilahare aradan 13 gün geçtikten sonra bu eşyaların kendisine ait olmadığını söyleyerek bankaya geri getirdiği konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır.
3- Mahkemece, davacının olayda manevi zararının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4- Bankacılık Kanunu’nun m. 73 uyarınca bankaların müşterilerine ait sırları saklama yükümlülüğü bulunmaktadır. Kiralık kasa, günlük hayatta müşterilerin kendilerince özel maddi değeri olan veya olmayan eşyaların saklandığı güvenli saklama yerleridir. Türk Borçlar Kanunu m. 115 te de ifade olunduğu üzere, uzmanlık gerektiren meslek dallarında, borçlunun yüksek ve ağırlaştırılmış özen borcu bulunmaktadır. Bu mesleklerin başında da bankacılık gelmektedir.
5- Özel hayatın gizliliği, 1982 Anayasası’nın 20.maddesinde açıkça korunacak temel insan hakları arasında sayılmıştır. Somut olayda, davacıya ait kiralık kasanın, davacının haberi olmaksızın davalı banka tarafından izinsiz olarak kilidi kırılmak suretiyle açıldığı, bu esnada tutulan tutanağın dosyaya sunulmadığı, kiralık kasada bulunan eşyaların gerek banka çalışanları tarafından, gerekse de alakası olmayan üçüncü kişiye verilmek ve 13 gün süreyle elde tutularak onun tarafından görülmesi sağlanmak suretiyle, davacının manevi kişiliğinin zarar görmesine yol açıldığı, davacının böyle bir olayda ayrıca zararını ispat etmesinin gerekmediği kanaatinde olduğumdan, davanın reddine dair yerel mahkeme kararını onayan Dairemiz çoğunluk görüşüne katılmıyorum.