3. Hukuk Dairesi 2013/16958 E. , 2014/1113 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ALANYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/07/2013
NUMARASI : 2010/724-2013/258
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkiline ait bir adet büyükbaş hayvanın, davalı şirkete ait enerji nakil hattının kopması nedeniyle akıma kapılarak telef olduğunu belirterek; ölen ineğin bedeli ile müvekkilinin yoksun kaldığı süt geliri bedeli olmak üzere toplam 14.200,00 TL"nin olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde; meydana gelen olayda davalı şirketin herhangi bir kusurunun bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, 8.712,00 TL zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, haksız fiilden kaynaklanan zararın tazmini talebine ilişkindir.
Sorumluluk hukukunun ilk amacı bir kimsenin malvarlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmeyi ve zararı aynen veya nakden gidermek, zarar verici olay sonunda zarar görenin malvarlığında eksilmiş olan değer yerine, nitelik veya nicelik yönünden eş bir değer koymaktır. Zarar verenin, yerine getirmekle zorunlu olduğu bu yükümlülüğe, tazminat yükümlülüğü denilir. Tazminat yükümlülüğünün, yani zarar verenin ödeyeceği tazminat miktarının tespit edilebilmesi için, herşeyden önce, zararın hesaplanması gerekir. Zarar verenin ödeyeceği tazminat gerçekleşen zararla sınırlı olup, hiçbir zaman zararın azami miktarını geçemez.
BK. 42/1"e göre zararı ispat etmek davacıya düşer. Kural olarak davacı, uğranılan zararın hem varlığını, hem de miktarını ispat etmekle yükümlüdür. Ancak bir şeyin telef olmasında zarar miktarını ispat etmek çok zor olduğundan bu ispat zarar görenden beklenilemez. Bu takdirde hakim BK. 42/2 gereğince olayların normal akışını, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, almış olduğu tedbirleri göz önünde tutarak zarar miktarını hakkaniyet esaslarına göre tespit eder. Bu halde zararın varlık ve miktarının tespitinde hakim geniş bir takdir yetkisine sahiptir. Hakimin buradaki takdir yetkisi, zararın ispatına ilişkin delillerin takdiriyle ilgilidir. Zarar miktarının belirlenmesinde haksız fiilin işlendiği andaki durum göz önünde tutulur. Hakim, ilke olarak yalnız hüküm anında gerçekleşen zararı tespit ederek, bunun tazminine karar verir, gelecek zarar henüz doğmadığı için bunun hükme esas olacak şekilde hesap edilmesi mümkün değildir.
Somut olayda; davalı elektrik idaresine ait enerji nakil hattının kopması nedeniyle davacıya ait 7 yaşında Hollanda cinsi bir adet ineğin akıma kapılarak öldüğü ve davacının zarara uğradığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Yapılan bilirkişi incelemesi sonucu; Hollanda cinsi, 7 yaşında, süt vermekte olan ineğin dava tarihi itibariyle bedeli 4.500,00 TL; iki yıllık elde edilecek süt geliri ise 4.212,00 TL olarak belirlenmiş ve mahkemece rapor hükme esas alınarak 8.712,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Mahkemece; zarar miktarının hesaplanmasında gözönünde tutulması gereken yukarıda belirtilen ilkeler göz ardı edilerek; hayvandan elde edilebilecek sütün gelirinden yoksunluk nedeniyle süt bedeline hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.