8. Hukuk Dairesi 2014/5091 E. , 2015/18952 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bursa 6. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/12/2013
NUMARASI : 2013/657-2013/929
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Davacı 3. kişi vekili, davalı alacaklının borçluya ait olduğu ve bankayla borçlu arasında yapılan ticari işletme rehin sözleşmesi kapsamında olduğundan bahisle müvekkiline ait mallar için tespit yaptırdığını, davalının paraya çevirme talebinin reddedildiğini, ancak 09.03.2011 tarihinde satış talebinin kabul edilerek 18/04/2011 tarihinde menkullerin satışına karar verildiğini, davalı alacaklı ile borçlu arasında yapılan sözleşmenin konusu menkuller ile müvekkili şirketteki menkullerin ilgisinin bulunmadığını, makineler üzerinde seri numaralarının dahi belirli olmadığını, makinelerin satışı durumunda müvekkilinin zarar göreceğini iddia ederek davanın kabulü ile satış kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, rehinli makinelerin satışında usulsüzlüğün bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla faturalarda makinelerin hiç bir özelliğinin belirtilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına, yapılan keşif ve bu keşif sonrası alınan bilirkişi raporuna göre; ticari, işletme rehnine tabi menkullerin özelliklerinin davaya konu menkuller ile hiç bir tereddüte yer vermeyecek şekilde aynı olduğunun ispat edilemediği menkullerin misli mal niteliğinde olduğu, menkullerin bulundukları yerin, rehinli ticari işletmenin bulunduğu adres olmadığı, borçlu şirket ile davacı 3. kişi şirket arasında hukuki ve organik bağın bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile menkuller üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı"istihkak" davası niteliğindedir.
1 - Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve Yasa"ya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı alacaklı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2 -Davalının harç yönünden temyiz itirazlarına gelince;
Davalı Halk Bankası A.Ş, 4603 sayılı Kanun kapsamında yer alan bankalardan olup aynı Kanun"un Geçici 4/2 maddesi uyarınca genel kredi alacağının tahsili için girişilen takipler sonucu açılan davalar bakımından harçtan muaftır. Temyize konu dosyadaki takip de bu tür takiplerden olup, davalı bankanın harç muafiyeti bulunmaktadır. Buna rağmen davalı bankadan nispi karar ve ilam harcı tahsili yoluna gidilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki belirtilen bu yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun Ek Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın hüküm fıkrasının 2. bendindeki “Alınması gerekli peşin harcın mahsubu ile bakiye 988,98 TL. nispi harcın davalı taraftan Hazine adına tahsiline” ibaresinin çıkartılarak yerine “davalı banka harçtan muaf olduğundan harç tahsiline yer olmadığına” ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 22.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.