11. Hukuk Dairesi 2016/2168 E. , 2017/1103 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09/07/2015 tarih ve 2015/543-2015/541 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalının 01/01/2006-01/09/2007 tarihleri arasında müvekkili şirkette müşteri temsilcisi olarak çalıştığını, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinde 8/(h) ve 8/(i) maddelerinde işçinin rekabet yasağı ve sır saklama yasağıyla ilgili hükümlerin bulunduğunu, davalının diğer şirket çalışanları ile birlikte müvekkili şirket ile aynı alanda faaliyet gösteren ... Teknik Sünger San. Ve Tic. Ltd. Şti.’yi yakınlarına kurdurduklarını, davalının şirkette çalıştığı dönemde herkesçe bilinmeyen ve şirket açısından hayati öneme haiz ticari sır ve müşteri pörtföyü ile pazarlama bilgilerini edindiğini, müvekkili şirketten ayrıldıktan sonra ... Teknik Sünger San. Ve Tic. Ltd. Şti.’de çalışmaya başlayarak sözleşmede düzenlenen rekabet yasağı ve sır saklama yasağını ihlal ettiğini ileri sürerek 10.000,00 Euro haksız rekabet hükmünün ihlali ve 10.000,00 Euro sır saklama yasağının ihlali sebebiyle toplam 20,000,00 Euro cezai şartın davalıdan faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin iş sözleşmesinin feshinden sonra makine üretimiyle ilgilenen bir başka şirkette çalışmaya başladığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının eşinin ortağı olduğu ve aynı konuda faaliyet gösteren ... Teknik Sünger San ve Tic. Ltd. Şti."nin kurulduğu 16.07.2007 tarihinden sonra 30.08.2007 tarihinde iş akdinin feshedilmesi karşısında davalının söz konusu şirketin kurulmuş olması nedeniyle işten ayrıldığı, davalının işten ayrıldıktan sonra eşinin ortak olduğu şirkette davacıların müşteri çevresi ile ilişki kurduğu ve bu şekilde sözleşmede belirtilen rekabet yasağına aykırı davrandığı, sözleşmenin 8/(h) bendinde belirlenen 10.000,00 Euro cezai şartı davacıya ödemekle yükümlü olduğu, ancak cezai şartın fahiş olması nedeniyle 818 Sayılı BK"nun 161/ son maddesi uyarınca cezai şarttan takdiren 1/4 oranında indirim yapılması gerektiği, ayrıca rekabet yasağına aykırı davranışı aynı zamanda sır saklama yükümlülüğünü de kapsadığından davacının sözleşmenin 8/(i) bendine dayalı cezai şart talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 7.500,00 Euro"nun dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi uyarınca uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali sebebiyle doğan cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de, dosyada mevcut işten ayrılma belgesine göre, davalının İş Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca işten ayrılmış olduğu, diğer bir anlatımla davalının iş aktini haksız olarak feshettiğinin davacı yanca kanıtlanamamış olması karşısında, dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 352. maddesinde yer alan “İş sahibi, işçinin feshi muhik gösterecek bir kusuru yok iken akdi feshetmiş yahut iş sahibinin feshi haklı gösteren bir kusuru dolayısıyla akit işçi tarafından feshedilmiş ise, işçi aleyhine memnuiyete muhalefetinden dolayı dava ikame edilemez” şeklindeki düzenleme uyarınca davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bu sebeple bozulmasını gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 27/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.