Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/30083
Karar No: 2016/3846
Karar Tarihi: 24.02.2016

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2014/30083 Esas 2016/3846 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2014/30083 E.  ,  2016/3846 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ


    DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile izin ücreti, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı Talebinin Özeti:
    Davacı vekili, davacının asıl işveren olan davalı ...."ne ait işyerinde diğer davalı şirket olan....."nin işçisi olarak 01/03/2010 tarihinde çalışmaya başladığını, 30/04/2012 tarihinde iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ücreti, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarını talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı .... vekili, davalı şirket ile davacı arasında bir hizmet ilişkisinin bulunmadığını, iş söleşmesinin feshedilmediğini, bu nedenle davacının feshe bağlı kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ücreti alacaklarına hak kazanmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı.... vekili, davacının 01/09/2010-19/05/2012 tarihleri arasında davalı şirkette çalıştığını, davacının 01/09/2010 tarihinden önceki çalışmaları nedeniyle davalı şirketin bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının iş şartlarında esaslı bir değişiklik olmayacak şekilde ..."den......"ya nakledildiğini, davacının bu nakle uymayarak yeni işyerinde işbaşı yapmadığını iş sözleşmesinin bu nedenle haklı olarak feshedildiğini, davacının fazla çalışma yapmadığını, genel tatil ve hafta tatili günlerinde çalışmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu bağlamda, kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ücreti taleplerinin rapor doğrultusunda kabulüne, diğer taleplerin ise reddine karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davalılar temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık, izin ücreti alacağının doğru olarak hesaplanıp hesaplanmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Davacı, iş sözleşmesinin feshinden sonra işverene gönderdiği ve işçilik alacaklarını talep ettiği ihtarda, 2012 yılına ait yıllık ücretli iznini kullanmadığını ve bu yıla ait izin ücretinin ödenmediğini, dava dilekçesinde ise tüm hizmet süresi boyunca yıllık ücretli izinlerini kullanmadığını ve izin ücretlerinin ödenmediğini ileri sürmüştür.
    Davalılar, davacının izinlerini kullandığını, kullanmadığı izin ücretlerinin ödendiğini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davacının hizmet süresi gözetilerek, 28 gün üzerinden hesaplanan izin ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır.
    Dosya kapsamından, davacının hizmet süresinin 2 yıl 2 ay olduğu, bu süre nazara alındığında davacının 28 günlük ücretli izne hak kazandığı anlaşılmıştır.
    Davalılar tarafından dosyaya sunulan ve davacının imzasını içeren, 2011 yılı Eylül ayı bordrosunda 2011 yılına ait 14 günlük ücretli iznin kullandırıldığı tespit edilmiştir.
    Bu tespitler kapsamında, davacının 2011 yılı Eylül ayı bordrosunda 2011 yılına ait 14 günlük ücretli iznin kullandırıldığı tespit edildiğinden kalan 14 gün için izin ücretinin hesaplanıp hüküm altına alınması gerekirken mahkemece 28 gün üzerinden hesaplanan izin ücretinin hüküm altına alınması hatalıdır.
    3- Davacı vekili, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını ileri sürmüştür.
    Davalılar, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını savunmuşlardır.
    Mahkemece, hüküm altına alınan izin ücreti ve ihbar tazminatı alacaklarının tamamına, dava tarihi ve ıslah tarihi ayrımı yapılmadan, dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinden, davanın tahsil amaçlı belirsiz alacak davası olarak vasıflandırıldığı anlaşılmaktadır.
    Ancak, dava dilekçesinde HMK. nun 107. maddesinden bahsedilip, alacaklar belirlendiğinde artırılacağının açıklanması ve talep edilen alacak miktarları (üç alacak için 100"er TL, iki alacak için 200"er TL ve bir alacak için 300 TL) gözetildiğinde davanın kısmi eda kulli tespit talepli belirsiz alacak davası olduğu anlaşılmaktadır.
    HMK 107. maddesinin gerekçesine göre belirsiz alacak davasının, kısmen eda davasıyla birlikte külli tespit davası olarak da açılabilmesi imkan dahilindedir. O halde belirsiz alacak davasında bir miktarın tahsili yanında, kalan tutarın tespiti istenebilecek ve yargılama sırasında belirlendiğinde kalan miktar da talep edilebilecektir.
    Bunun tam eda davasından farkı, belirlenebilen miktarın talebi yerine, kısmi bir miktarın istenebilmesidir. Örneğin belirsiz bir alacak için alacaklı tarafından belirsiz alacak davası açıldığında ve 100,00 TL için tahsil, kalan miktarı için ise alacağın tespiti istendiğinde kısmi eda külli tespit davasından söz edilir. Zira alacaklı işveren veya resmi kurum kayıtlarında geçen belirleyebildiği miktarı davaya konu etmek yerine, farazi bir miktar için talepte bulunmuştur. Sözü edilen davanın kısmi davadan farkı ise, alacaklının kısmi dava açtığını belirtmeksizin belirsiz alacak davasından söz ederek taleplerde bulunmasına dayanır. Yukarıda açıklandığı üzere belirsiz bir alacak için alacaklının açıkça kısmi dava açtığını belirterek talepte bulunması veya belirsiz alacaktan söz edilmeksizin kısmi taleplerde bulunulması halinde davanın kısmi dava olarak açıldığı kabul edilir.
    Kısmi eda külli tespit davasının açıldığı anda alacağın tamamı için zamanaşımı kesilir. Ancak faiz başlangıcı açısından tahsil amaçlı belirsiz alacak davasından farklı bir durum vardır. Davaya konu edilen miktar bakımından faiz başlangıcı olarak dava tarihi kabul edilmelidir. Alacağın kalan kısmın sadece tespiti istenmiş olmakla, belirlenen bakiye alacak miktarının ilerde talep edildiği tarihten itibaren faize karar verilmelidir.
    Buna göre, açılan dava kısmi eda kulli tespit talepli belirsiz alacak davası olarak kabul edilmeli, hüküm altına alınan izin ücreti ve ihbar tazminatı alacakları hakkında, dava dilekçesi ile talep edilen kısımlara dava tarihinden, ıslah dilekçesi ile talep edilen kısımlara ise ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmelidir. Mahkemece davanın tahsil amaçlı belirsiz alacak davası olarak kabulü ile faizler konusunda yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 24/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi