Taraflar arasında görülen iştirak nafakasının artırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesi ile; tarafların 26.11.2010 tarihli kararla boşandıklarını, boşanma sonucunda eşlerin müşterek çocuğu 14.08.2007 doğumlu A.. E.. "nin velayetinin anneye verildiğini ve taraflar arasında yapılan protokol sonucu müşterek çocuk için aylık 450 TL iştirak nafakası bağlandığını; 2010 yılında hükmedilen aylık 450 TL iştirak nafakasının, değişen şartlar ve çocuğun büyümesi, ihtiyaçlarının artması sonucu yetersiz kaldığını; ayrıca, davacının Berlin"e tayin edilmesi nedeniyle, çocuğun bakıcı gideri de bulunduğunu; bu nedenle, aylık nafakanın 1000 Euro"ya çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; çocuğun 6 yaşında olup, artık bakıcı çağını geçtiğini, kreş ücretinin de 75 Euro olduğu dava dilekçesinden anlaşıldığından; artış talebinin reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, hükmedilen aylık 450 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 700,00 TL"ye yükletilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanunu"nun 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan nafaka belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Nafaka takdir edilirken tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır. Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların, 26.11.2010 tarihli karar ile boşandıkları, protokolle küçük için aylık 450 TL iştirak nafakası kararlaştırıldığı; boşanma kararından sonra davacı annenin Berlin"e tayinin çıktığı ve çocuğun yaşı itibariyle bakıcıya ihtiyacı bulunduğu anlaşılmaktadır. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları ve hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarih ile iş bu dava tarihi arasında geçen süre nazara alındığında; mahkemece, artırılan nafaka miktarı çok az olup, TMK.nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır. Yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.