11. Hukuk Dairesi 2015/12895 E. , 2017/1097 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13/05/2015 tarih ve 2014/139-2015/138 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin Türkiye genelinde kargo hizmeti veren bir şirket olduğunu, davalı ... adına kayıtlı ve sürücüsü diğer davalı ... olan araç ile müvekkiline ait kargo taşınmakta iken trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin büyük çapta hasarının söz konusu olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davalı ..."ın %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, meydana gelen bu trafik kazası sonucu müvekkili şirketin müşterilerine ait kargoların hiç birinin kurtarılamadığını, müvekkili tarafından müşterilerin zararlarının giderilmesi için müşterilerden zarar tazmin talebinin istendiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bozma kararından sonra 15/01/2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile artırılan asıl alacak ve ticari faiz olmak üzere toplam 152,137,56 TL’nin sadece davalı ..."dan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... ve ... vekili; müvekkili ... ile davacı arasında hiçbir hukuki ilişkinin olmadığını, ..."ya ait aracın davacı şirket tarafından kiralandığı kabul olunduğuna göre bu araçtan kaynaklanan zararlardan kira süresi içerisinde davacının sorumlu olduğunu, kaza yapan aracın davacı şirketin hangi yüklerini taşıdığının belli olmadığını, bu araçta kimin veya kimlerin hangi ağırlık ve miktarda yüklerin taşındığını anlamanın mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ...; taşınan kargo içerisinde nasıl bir emtia olduğunun, değerinin, gerçekten bu kazada telef olup olmadığının, ağırlığı yahut hacminin belli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davalı ... ile davacı arasında alt taşıma sözleşmesinin mevcut olduğu, davalı ...’nın taşıma sözleşmesine aykırılık nedeniyle, diğer davalı ...’ın da araç sürücüsü olarak haksız fiil nedeniyle taşınan yüklerin sahibine karşı sorumlu olduğu, davacının taşıma esnasında yanarak zayi
olan emtia için ödediği tazminata dayanarak talepte bulunabileceği, davacının müşterilerine toplam 112.137,56 TL tazminat ödemesi yaptığı, davalı ..."nın dava ile ilgisini gösteren sözleşmedeki imzanın sahte olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davalı ... yönünden, pasif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine, 10.000,00 TL"nin davalı ... ve ..."tan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ve 152.137,56 TL"nin, 102.137,56 TL"sine 15/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalı ..."dan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı ... temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ...’nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında davacı vekili 15/01/2015 havale tarihli ıslah dilekçesiyle sadece davalı ... yönünden talebini 152.137,56 TL"ye yükseltmiş ve mahkemece de ıslahla artırılan bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Islah tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın 177. maddesinde ıslahın tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği düzenlenmiştir. Yine, mülga 1086 sayılı HUMK 84. maddesi de aynı mahiyettedir. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu"nun 06/05/2016 tarih ve 2015/1 E- 2016/1 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Bu durumda, mahkemece, davacı vekili tarafından bozma sonrası davalı ... yönünden ıslahla artırılan miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ...’nın sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ...’nın temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı ... yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 27.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.