Esas No: 2022/799
Karar No: 2022/2408
Karar Tarihi: 30.03.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/799 Esas 2022/2408 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/799 E. , 2022/2408 K."İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVACILAR : ... vd.
Asıl davada davacılar vekili tarafından 23/11/2005, birleştirilen davada davacı vekili tarafından 21/04/2006 tarihli davalı aleyhine verilen dilekçe ile muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil 2. kademede tenkis ve alacak talebi istenmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 30/03/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl davada davacılar vekili, miras bırakan ...'nun mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla 25 ve 18 sayılı parsellerdeki payını oğlu olan davalıya hibe şeklinde temlik ettiğini, çeltik ekimi miras bırakan tarafından yapıldığı halde çeltik mahsulünün satış bedelinin de davalı tarafından alındığını ileri sürerek, tapu iptal, miras bırakan adına tescil, olmazsa tenkis ve parasal alacağın terekeye döndürülmesi isteğinde bulunmuşlardır.
Birleştirilen davada davacı vekili, asıl davadaki taleplerin yanı sıra 732 ve 797 sayılı parsellerin bedeli miras bırakan tarafından ödenmek suretiyle davalı adına satın alındığını belirterek tapu iptal, miras bırakan adına tescil, olmazsa tenkis ve parasal alacağın terekeye döndürülmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece ilk olarak asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekilinin temyizi üzerine 26.10.2009 tarihli, 2009/8771- 10656 E. K. sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Bilindiği üzere; Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (tebberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul;miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür.Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile, iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin üç aylık iaşe, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tespit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir.
Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirascılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.
Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (SABİT TENKİS ORANI) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (MK.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.
Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde Medeni Kanunun 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihinin kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca sür'atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, tercih hakkının kullanıldığı gündeki fiatlara göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak NAKTİN ödetilmesine karar verilmelidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya gelince; muris ...’nun 36/38400 payının bulunduğu ...,... ada 13 parsel sayılı taşınmazın ölüm tarihi itibariyle değerinin tespit edilerek hesaplamaya dahil edilmediği anlaşılmaktadır. Ayrıca, 13.10.2005’te vefat eden muris ...’na ...’da vefat eden babası kök muris ...’ndan intikal etmesi gereken taşınmaz paylarının hesabının doğru yapıldığını söylemek mümkün değildir. O halde mahkemece, 136 ada 13 parsel sayılı taşınmazın murisin ölüm tarihi itibariyle değerinin tespit edilerek hesaplamaya dahil edilmeli, kök muris ...’na ait mirasçılık belgesi alınarak muris ...’nun miras payı belirlenmelidir. Kök muris ...’nun ...,... ada 92 parsel, ...,... ada 29 parsel, 322 ada 11 parsel, 357 ada 1 parsel, 144 ada 155 parsel sayılı taşınmazlarda 1/6 payının, 121 ada 162 parsel sayılı taşınmazda 3/5 payının olduğu, 353 ada 60 parsel, 305 ada 27 parsel 313 ada 7 parsel 178 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarda ise tam hisse malik olduğu dikkate alınmalıdır. Anılan taşınmazlarda kök muris ...’na ait mirasçılık belgesine göre muris ...’nun miras payına denk gelen hisse miktarının muris ...’nun ölüm tarihindeki değeri tespit edilmeli, murisin terekesi ve tenkis miktarı konusunda bilirkişilerden ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yol açık olmak üzere, 30.03.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.