17. Hukuk Dairesi 2017/2904 E. , 2019/11147 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı ... Kooperatifinden alacaklı olduğunu, borcun ödenmemesi sebebi ile davalı borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, borçlunun 7317 ada 1 parsel 47 numaralı bağımsız bölümlü taşınmazını ferdileştirme ile 04/01/2011 tarih ve 70 yevmiye numarası ile diğer davalı ... adına tescil ettirildiğini beyan ile davalılar arasındaki tasarruf işlemlerinin iptali talep ve dava edilmiştir.
Davalı ... vekili ve davalı ... vekili davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için,davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Mahkemece takibin dayanağı olan ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/748 Esas 2012/151 Karar sayılı ilamının Yargıtay 15.HD."nin 03/10/2013 tarihli ilamı ile bozulduğu, ve halen Ticaret Mahkemesi"nin 2014/164 Esas sırasında kayıtlı olduğu, davacının dava tarihi itibariyle davalı borçludan gerçek bir alacağı olup olmadığının belli olmadığı ve dava konusu tasarrufun borçun doğum tarihinden önce olduğunun anlaşılmasına göre davanın reddine karar verilmişse de varılan sonuç doğru görülmemiştir.
Somut olayda alacağın dayanağı olarak ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/748 E- 2012/151 K sayılı ilamının gösterildiği, söz konusu ilama göre davacının davalı kooperatiften 1.185.926,45 TL alacaklı olduğuna hükmedildiği, ancak söz konusu hükmün Yargıtay 15. HD 2013/3865 E- 2013/5398 K sayılı ilamı ile bozulduğu, dosyanın 2014/164 E sayılı dosyaya kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda davacı alacaklının davalı borçludan gerçek bir alacağının olup olmadığını tespit edebilmek için ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/164 sayılı alacak davasını bekletici mesele yaparak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken alacağın dayanağı olan dava dosyasının kesinleşmemesi gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de davacı alacağının doğum tarihinin 06.06.2008 tarihli inşaat sözleşmesi kabul edilmesinin gerekmesine rağmen mahkemece takibin dayanağı olan ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/748 dosyasının dava tarihinin 13.11.2009 olduğu, alacağın varlığı, miktarı mahkeme ilamı ile sabit olacağından takip tarihi itibari ile muaccel bir alacağın bulunmadığı gerekçesi ile de davanın reddine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazların kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 27/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.