8. Hukuk Dairesi 2018/10034 E. , 2021/811 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Dava dilekçesinde, paylı mülkiyete tabi 171 ada 17 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davacılara ait tek katlı eve davalının vaki elatmasının önlenmesi istenmiştir.
Cevap dilekçesinde, davalının taşınmaz üzerindeki dava konusu evi yaklaşık 30 yıldır kullandığı, davacıların bu eve ihtiyaçlarının olmadığı, davacıların kızının davalının oğlu ile evlendiği, davacıların bu evliliğe karşı olmaları sebebi ile eldeki davayı açtıkları belirtilerek davanın reddi savunulmuştur.
Davanın kabulüne dair mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 413. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin değerinden ibaret olacağı kuşkusuzdur (04.03.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK). Dava değeri ise, harçlandırılan değer olup, vekalet ücreti hesap edilirken, keşfen belirlenen ancak harcı ikmal ettirilmeyen değer değil, harcı yatırılmış olan dava değerinin esas alınması gerekmektedir.
Taraf kendisini vekille temsil ettirmiş ise, vekalet ücreti nispi harca tabi davalarda, davaya konu değer üzerinden takdir edilmesi gereklidir. Bu değer yukarıda ifade edildiği üzere harçlandırılmış değerdir. Ancak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 12. maddesi gereğince, tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenmelidir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, davacı tarafın dava dilekçesinde 8.000,00 TL değer göstermek suretiyle dava açıldığı ve bu değer üzerinden harç yatırıldığı, daha sonra keşfen belirlenen değer üzeriden ise harç ikmalinin yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Buna göre Mahkemece, davacının elatma istemi kabul edildiğine göre, elatma yönünden harcı yatırılmış dava değeri olan 8.000,00 TL üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13. maddesi gereği hesap edilen nispi vekalet ücreti, maktu vekalet ücretinden az olamayacağından davacı lehine 1.800,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu miktar aşılmak suretiyle davalı aleyhine olacak şekilde, 3.196,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmediğinden hükmün bu nedenle bozulması gerekmektedir. Ne var ki husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden bozma nedeni yapılmamış, hükmün (4) numaralı fıkrasının HUMK"un 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan sebeplerle hükmün (4) numaralı fıkrasında yer alan "3.196,00 TL" rakamlarının hükümden çıkartılarak yerine; "1.800,00 TL" rakamlarının yazılmak suretiyle Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollaması ile HMK"nin 304. maddesi (1086 sayılı HUMK"un 438/7. fıkrası) gereğince DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİ İLE ONANMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 03.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.