16. Hukuk Dairesi 2016/2999 E. , 2018/7671 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :... MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında ... Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı ... adına kayıtlı bulunan eski 981 parsel sayılı 3.000,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 150 ada 4 parsel numarasıyla ve 2.751,27 metrekare yüzölçümlü olarak; eski 285 parsel sayılı 6.000,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 150 ada 5 parsel numarasıyla ve 5.669,40 metrekare yüzölçümlü olarak; eski 376 parsel sayılı 36.800,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 171 ada 41 parsel numarasıyla ve 35.670,01 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazların yüzölçümünün eksildiği ve eksilmenin komşu parsellerden kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, yeni 150 ada 4, 5 ve 171 ada 41 parsel sayılı taşınmazların uygulama tespiti gibi tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, çekişmeli yeni 150 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA,
2- Çekişmeli yeni 171 ada 41 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur.
Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmeli, denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Fen bilirkişisinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Fen bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda; mahkemece, zemindeki sınırlar ile uygulama kadastrosu sırasında belirlenen sınırların uyumlu olduğu, davacıya ait taşınmazın yüzölçümündeki eksilmenin tesis ve uygulama kadastrosu sırasındaki teknik ve teknolojik hesaplama yöntemlerindeki farklılıklardan kaynaklandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yetersizdir. Davacı kendisine ait taşınmazdaki yüzölçümü eksilmesinin kendisine ait taşınmaza komşu yeni 171 ada 39 ve 77 parsel sayılı taşınmazlardan kaynaklandığı iddiası ile dava açmasına rağmen bu taşınmazlara ait uygulama kadastrosu tutanak asılları dosyaya getirtilmemiştir. Öte yandan; çekişmeli taşınmazlara ait tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları getirtilmemiş, teknik bilirkişiden yukarıda açıklanan şekilde denetime uygun rapor alınmamıştır. Eksik araştırma ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilemez. Hal böyle olunca; öncelikle, çekişmeli taşınmaza komşu yeni 171 ada 39 ve 77 parsel sayılı taşınmazlara ait uygulama kadastrosu tutanak asılları ve çekişmeli taşınmazlara ait tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava
fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları getirtilmeli, daha sonra harita mühendisi sıfatına sahip önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu, yerel bilirkişi ve taraf tanıkları hazır olduğu taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, teknik bilirkişiler eliyle yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak denetime ve hüküm vermeye elverişli rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik araştırma ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 12.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.