Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2012/19-260
Karar No: 2012/432

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/19-260 Esas 2012/432 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2012/19-260 E.  ,  2012/432 K.
  • MENFİ TESPİT DAVASI
  • DAVA DEĞERİ
  • HARCIN TAMAMLANMASI
  • HARÇLAR KANUNU (492) Madde 30
  • HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) (1086) Madde 409

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Borçka Sulh Hukuk Mahkeme’since davanın kabulüne dair verilen 20.01.2010 gün ve 2008/315-2010/9 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 19.01.2011 gün ve 5799/318 sayılı ilamı ile;

(...Davacı, davalı banka tarafından kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için aleyhine takip başlatılmış ise de kendisinin asıl borçlu veya kefil sıfatıyla kredi sözleşmesi imzalamadığını, sahte imza ile borçlu gösterildiğini belirterek davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda kredi sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, takip nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Takibe konu edilen tutarın 4416 TL olmasına ve bu meblağ üzerinden davacının borçlu bulunmadığının tespitine rağmen mahkemece eksik yatırılan nisbi harcın tamamlatılmadan ve bu husustaki Harçlar Kanunu’nun 30.maddesi hükmü de gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir...)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

 TEMYİZ EDEN: Davalı vekili 

                        HUKUK GENEL KURULU KARARI 

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.

Mahkemece, müşterek ve müteselsil borç senedi altındaki imzanın davacı eli ürünü olmadığından bu senet yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

Davalı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.

Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davalı vekili getirmiştir.

Bozma ve direnme kararlarının içerikleri itibariyle Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; harca esas dava değerinin menfi tespit talebine konu senet üzerinde kullanıldığı belirtilen kredi tutarı mı, yoksa icra takibiyle talep edilen alacak miktarı mı olduğu noktasında toplanmaktadır.

İşin esasına geçilmesinden önce, dava değerinin dava dilekçesinde 1.200,00 TL olarak açıklanmış olması nedeniyle mahkemece 20.01.2010 tarihinde verilen hükmün temyiz kesinlik sınırının altında olup olmadığı hususu ön sorun olarak tartışılmış, Hukuk Genel Kurulu’nca yapılan görüşmede; davacı aleyhine başlatılan icra takip miktarının takip tarihi itibariyle 4.416,00 TL olması nedeniyle hükmün temyiz kesinlik sınırının altında olmadığı, başka bir değişle kararın temyizinin mümkün olduğu oyçokluğuyla kabul edilerek işin esasına geçilmiştir.

İşin esasına gelince: Harç devletin mahkemeler aracılığı ile yaptığı adli hizmete ondan yararlananların katkısıdır. Ancak yasada belirlenen durumlarda harç alınabilir. Diğer bir deyimle kanunsuz harç alınamaz ve eksik olan harç tamamlanmadan işlem yapılamaz.

492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 30. maddesi aynen “Muhakeme sırasında tesbit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409 uncu maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” hükmünü içermektedir.

Yukarıda belirtilen yasa hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere, karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılması gereken miktar ödenmedikçe, davaya devam edilme olanağı bulunmamaktadır.

Şu hale göre; karar ve ilam harcı maktu ise tamamı, nispi ise dörtte biri dava açılırken davacı tarafından peşin olarak ödenmelidir. Peşin olarak dörtte biri ödenecek olan nispi karar harcı, dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden hesaplanacaktır. Ancak; mahkeme davacının dava dilekçesinde belirlediği hakkın niteliği ve değeri ile bağlı olmadığı gibi hakkın niteliğini ve değerini resen araştırması gereklidir. Bir başka deyişle maktu harca tabi bir iş olduğunu söyleyen davacının bu nitelendirmesi ile mahkeme bağlı değildir. Mahkemenin dava konusu hakkın mal varlığı hakkı (dava konusunun belirli bir değerle ilgili) olduğu kanısına varması halinde bu hakkın değerini takdir etmesi ve karar ve ilam harcını bu değer üzerinden hesaplayarak, davacıya tamamlattırması gerekir.

Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamayacağına göre, davanın başında alınmış olan karar ve ilam harcının noksan olduğu, sonradan anlaşılırsa noksan karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunup müteakip işlemler yapılamaz.

Yargılama sırasında, dava konusunun değerinin dava dilekçesinde bildirilenden daha fazla olduğu anlaşılır veya mahkemece tespit edilirse, yalnız o oturum için davaya devam edilerek ondan sonraki oturuma kadar noksan değer üzerinden harç tamamlanmadan davaya devam olunamaz. Peşin harcın tamamlanmamasının müeyyidesi ise dosyanın işlemden kaldırılmasıdır.

Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde:

Yerel mahkemece menfi tespit talebine konu dava değerinin, davacının kullandığı iddia edilen kredi tutarı olan 800,00 TL olduğu benimsenerek bu miktar için yatırılmış olan harcın yeterli olduğundan tamamlanması gereken harç bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir. Oysa, davacı aleyhine başlatılan icra takibinin dayanağı olarak yukarıda anılan sözleşme gösterilmiş olup, 1.427,00 TL asıl alacak ve 2.989,00 TL işlemiş faiz olarak toplamda 4.416,00 TL için davacı ile birlikte diğer borçlulardan talep edilmektedir. Yerel mahkemece de; “...20.10.1999 tarihli Tarımsal Krediler İkraz Sözleşmesi nedeniyle davalı Ziraat Bankası’na borçlu olmadığının tespitine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.

Bu itibarla, her ne kadar davacı, senette adına atfen atılı bulunan imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek menfi tespit davasının değerini 1.200,00 TL olarak açıklamış ve nispi karar ve ilam harcını da bu değere göre yatırmış ise de; yukarıda da açıklandığı üzere takip talebi, ödeme emri, dava dilekçesi ve mahkeme kararı dikkate alındığında dava değerinin 4.416,00 TL olduğu  belirgindir.

Hal böyle olunca, mahkemece, yukarıda ayrıntısıyla açıklanan olgular gözetilerek eksik alınan nispi karar ve ilam harcının tamamlanması gerektiğinden 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 30. madde hükmüne aykırı olarak yargılamaya devamla karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırıdır.

O halde, direnme kararının, Özel Daire bozma ilamında ve yukarıda gösterilen nedenlerle bozulması gerekir.

SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı Kanunu"un 440. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04.07.2012 gününde yapılan ikinci görüşmede oybirliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi