Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5723
Karar No: 2017/1078
Karar Tarihi: 23.02.2017

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/5723 Esas 2017/1078 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/5723 E.  ,  2017/1078 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29/09/2015 tarih ve 2012/390-2015/480 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 21.02.2017 günü hazır bulunan davacı asil ... vekili Av. ... ile davalı T. Garanti Bankası A.Ş. vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacının emekli mimar olduğunu, mesleği gereği bankacılık işlemlerini bilmediğini, çağrılması üzerine bankaya gittiğinde iki sayfalık sözleşme imzalattırıldığını, sözleşmeyi daha sonra incelediğinde sözleşmede dengesizlik olduğunu gördüğünü, bankaya gidip sözleşmenin iptalini talep ettiğini, ancak karşısında muhatap bulamadığını, taraflar arasında düzenlenen 04/07/2011 tarihli bariyerli opsiyon dekontu ve sözleşmesinin geçersiz olduğunu ileri sürerek; davacıdan haksız tahsil edilen 84.262 USD"nin tahsil tarihinden itibaren yabancı paraya uygulanacak en yüksek faiz ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkili banka tarafından davacıya işlem öncesinde, işlemin özellikleri, koşulları ve riskleri bakımından ayrıntılı bilgi verildiğini, dava konusu opsiyon sözleşmesinin geçersiz olduğuna ilişkin davacı iddialarının kabul edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davanın kabulüne, 84.263 Amerikan Dolarının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava, taraflar arasında akdedilen opsiyon sözleşmesinin geçersiz olduğu iddiası ile uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir. Davacı, banka personeli tarafından yanıltıldığını, sözleşmenin hileli ve aldatmaya dayalı olduğundan geçerli olmadığını, opsiyon sözleşmesinin riskleri konusunda bilgilendirilmediğini ileri sürmüştür. Mahkemece, dosyaya sunulan bilirkişi raporundaki ayrık görüş ve mahkemenin 2012/366 Esas sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporundaki görüş ve değerlendirmelerin benimsendiği ifade edilerek, bu tür işlemlerin Bankacılık Kanununun amacına ve 4 üncü maddedeki bankaların faaliyet konularına uygun düşmediği, çerçeve sözleşmelerindeki uyarı hükümleri defalarca okunduğu halde anlaşılmasının çok güç olduğu ve önceden bir bilgilendirme formu imzalatılarak belirli düşünme süresi verilmeden sözleşme imzalanması aşamasında bu bilgilerin okunmasının yeterli olmayacağı, davalı bankayla sözleşme yapan müşterilerin hemen hemen tamamının
    tüm paralarını kaybetmesi karşısında banka çalışanlarının özen yükümlülüklerini yerine getirdiklerini kabul etmenin mümkün olmadığı, başlangıçta kâr eden müşterilerin itiraz etmeyip daha büyük işlemler yapmaları ve sonraki işlemlerde zarar ettikten sonra itiraz etmelerinin yadırganacak çelişkili bir durum olmadığı, işin doğası gereği olduğu, esasen başlangıçta bir miktar kazanılıp sonradan her şeyin kaybedilmesinin ülkemizde bir dönem serbest olan kumar oyunlarının etkilerini çağrıştırdığı, çerçeve sözleşmesinin geçersiz olduğu, buna bağlı olarak yapılan opsiyon işlem sözleşmelerinin de geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Ancak, mahkemece benimsenen mahkemenin 2012/366 Esas sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda taraflar arasındaki sözleşmede bulunan bazı hükümlerin TBK’nın 20-25. madde hükümlerinde düzenlenen genel işlem şartlarına aykırı bulunduğu belirtilmiş ise de, dava konusu Genel Türev İşlemler Çerçeve Sözleşmesi 30/06/2011 tarihli, bariyerli opsiyon dekontu ve sözleşmeleri 30/06/2011 ve 04/07/2011 tarihli olup TBK’nın yürürlük tarihinden evvel akdedilmiş olmakla, somut olaya TBK hükümlerinin uygulanması doğru olmamıştır. Ayrıca; Genel Türev İşlemler Çerçeve Sözleşmesinde Sermaye Piyasası İşlemleri Risk Bildirim Formu başlıklı açıklama ve uyarılarda işlemlere ilişkin risk bildirimleri yapılmış olup, mahkemenin davalı Bankanın bu konudaki üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediği yönündeki gerekçesi yerinde görülmemiştir.
    Alınan bilirkişi kurul raporunda görüş bildiren 2 bilirkişi taraflar arasında düzenlenen çerçeve sözleşmenin geçerli olduğunu ve kâr ettiğinde itiraz etmeyen davacının zarar ettiğinde itiraz etmesinin iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, dosyada hile, aldatma ve sair geçersizlik sebepleri bulunduğuna dair delil bulunmadığını, taraflar arasında mevduat rehni sözleşmesi imzalandığından bankanın davacının mevduatına el koymasının hukuka uygun olduğunu, opsiyon işlemi dekontunda davacının imzası bulunduğundan sözleşmenin geçerli sayılması gerektiğini, davacının 30/12/2011 tarihli 750.000 USD bariyerli opsiyon işlemini kapatmak istediğinde davalı Bankanın talebi kabul etmemesinin sözleşmeye uygun olduğunu, davacının üniversite mezunu olup bankada mevduatının bulunması, yatırım işlemleri gerçekleştirmesi sebebiyle riskleri kavrayabilecek seviyede olduğunun anlaşıldığını belirtmiş; ayrık rapor sunan bilirkişi ise bankanın özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini, sözleşmenin davacı hatası sebebiyle geçerli olarak kurulmadığını, sözleşmedeki hatanın varlığının kabul edilmemesi halinde dahi, sözleşmenin genel işlem şartı niteliği içeren 2.7 nci maddesindeki erken sonlandırma hükmünün ahlak ve adaba aykırılık nedeniyle batıl olduğunu, bu sebeple taraflar arasındaki sözleşmenin, davacının sözleşmeyi sona erdirmeye ilişkin ilk talebi anında sona erdiğinin kabul edilmesi gerektiğini ifade etmiş; mahkemece yukarıda ifade edildiği gibi ayrık bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiştir.
    Bu durumda; türev işlemlerdeki risklere ilişkin genel bildirim bulunduğu ve davacının dava konusu işlemlerden önce de opsiyon işlemi gerçekleştirdiği anlaşıldığına, bilirkişi raporundaki 2 bilirkişinin bildirdiği görüş ile ayrık rapor arasındaki çelişkinin giderilmediği gibi bir başka uyuşmazlığa ilişkin dosyada verilen bilirkişi raporuna itibar edildiği belirlendiğine göre; mahkemece bilirkişi raporunda yer alan açıklanan çelişki giderilerek, banka kayıtları üzerinde davacı tarafından gerçekleştirilen opsiyon işlemlerinin tamamının, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ile birlikte değerlendirilmesi, konusunda uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla inceleme yapılıp taraf iddia ve savunmaları da dikkate alınarak düzenlenecek yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınması ve oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
    2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 23/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi