11. Hukuk Dairesi 2016/1883 E. , 2017/1075 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada verilen 18/11/2015 tarih ve 2012/10-2015/167 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 21.02.2017 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının ibareli 6, 16 ve 21. sınıflarda kayıtlı 205921 sayılı markanın sahibi olduğunu, davalının ise markasını kullanarak, müvekkilinin marka hakkına tecavüzde bulunduğunu, davalının haksız olarak tescil edilmiş markalarına ve henüz tescili bulunmayan “parex” ibareli marka başvurusuna dayanarak ürünlerinde “parex” ibaresini kullandığını ileri sürerek; markaya tecavüzün tespitini, önlenmesini, giderilmesini, tecavüzün durdurulmasını, tecavüz oluşturan her türlü kullanımın ortadan kaldırılmasını, tecavüzlü ürün ve tanıtım gereçlerinin toplanıp, imhasını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin marka hakkını kullandığını, zarar iddialarının dayanaksız olduğunu, davacı markası ile davalının kullanımı arasında iltibas bulunmadığını, markaya tecavüzün sözkonusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulüne, davalının, davacı adına tescilli ibareli markası ile iltibaslı ve tecavüzlü markasını, markayla aynı sınıf emtiada kullanmasının markaya tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, markaya tecavüzün durdurulmasına, giderilmesine, tecavüz oluşturan her türlü tanıtım gereçlerine, tecavüzlü markayı taşıyan ürün ve ambalajlara el konulmasına, bunların imhasına, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 50.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminatın 25/10/2011 tarihinden itibaren işleyen değişen oranlı ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
../...
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava, marka hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi, giderilmesi, durdurulması, tecavüz oluşturan her türlü kullanımın ortadan kaldırılması, tecavüzlü ürün ve tanıtım gereçlerinin toplanıp, imhası, maddi ve manevi tazminatın tahsili istemlerine ilişkindir.
Davacı adına kayıtlı 205921 numaralı unsurlu marka 06, 16 ve 21. sınıflarda tescilli olup, davalının adına tescilli diğer markaları ve marka başvuruları yanında kullanımına ilişkin ve bilirkişi raporlarıyla davacı markası ile 06, 16, 21. sınıflar açısından benzer bulunan 2010/84739 numaralı unsurlu markası yargılama sırasında 26/04/2013 tarihinde tescil edilmiştir. Adı geçen marka 04, 06, 08, 10, 13, 14, 15, 16, 18, 20, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 40, 42, 44 ve 45. sınıflarda 556 Sayılı KHK ya göre 31/12/2010 tarihinden itibaren tescillenmiştir.
Davacı tarafından davalı aleyhine 07/10/2011 tarihli ihtarname düzenlenmiş; davalı tarafından “ unsurlu markanın kullanılması ile davacının markası olan unsurlu markalı ürünler arasında iltibas oluştuğu belirtilerek, ihtarın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde markasının kullanılmaması aksi halde marka hakkına tecavüz nedeniyle dava açılacağı ihtar olunmuş; ardından 13/01/2012 tarihinde iş bu dava açılmıştır.
Marka tescili, başvurunun yapıldığı tarih itibariyle hüküm ve sonuç doğurur. Başka bir anlatımla, tescilli marka, tescil için başvuru yapıldığı tarihten itibaren 556 Sayılı nin korumasından faydalanır. Davalı adına tescillenen 2010/84739 numaralı unsurlu marka başvurusu 31/12/2010 tarihli olup markasının kullanılmamasının istendiği davacı tarafından keşide edilen ihtarname tarihinden önce bulunmakla, marka tescili başvurunun yapıldığı tarih itibariyle hüküm ve sonuç doğuracağından marka kapsamında bulunan sınıflar yönünden davalının tescilli markasına dayalı kullanımı yasal olup davacının marka hakkına tecavüz söz konusu olmayacaktır. Bu suretle; davalının 2010/84739 numaralı markası kapsamında yer alan davacı adına tescilli 205921 numaralı markası kapsamında bulunan benzer 06 ve 16. sınıflar yönünden davalının kullanımının marka hakkına tecavüz oluşturmayacağı nazara alınarak davacı markası kapsamındaki bu sınıflara dayalı davadaki taleplerin reddi gerekmektedir. Davalının 2010/84739 numaralı markası başvurusu sırasında kapsamında 21. sınıf mallar da yer almaktayken marka tescil belgesinin incelenmesinde 21. sınıf malların tescil kapsamında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte davalının 21. sınıf mallar yönünden kullanımının bulunup bulunmadığı, dolayısıyla davacı markasının kapsamındaki bu sınıf mallar yönünden marka hakkına tecavüzün bulunup bulunmadığı yönünde bir inceleme yaptırılmamıştır. Bu suretle tescili yargılama sırasında gerçekleşse de başvuru tarihi dolayısıyla koruma süresi davacının ihtarından önce olan davalının 2010/84739 numaralı markasının kapsamında yer alan sınıflar yönünden davalının kullanımı yasal bulunduğundan davacının 205921 numaralı markası kapsamındaki 06 ve 16. sınıflar yönünden açılan davadaki taleplerin reddine karar verilmesi; davacının markası kapsamındaki 21. sınıf emtialar bakımından ise davalının bu sınıf mallar üzerinde kullanımının bulunup bulunmadığı, varsa kullanım süresi belirlenip yukarıda açıklanan ilkeler nazara alınarak marka hakkına tecavüzün olup olmadığının tespiti ve her bir talep hakkında yapılacak inceleme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
../...
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 23/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.