Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin olup, dava konusu ..ada 51 parsel yönünden davadan feragat edilmiş, mahkemece, davalı tarafından bakılıp gözetilen ağaçların teferruat niteliğinde olduğu, bu nedenle de eylemin taşınmaza müdahale niteliği taşımayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu .. ada 27 ve .. ada 51 parsel sayılı taşınmazların 17.03.1993 tarihi itibariyle kadastro suretiyle .. ada 116 parsel sayılı taşınmazın 30.12.1994 tarihi itibariyle satın alma suretiyle davacı Hasan adına kayıtlı olup, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklı bir hakkının bulunmadığı, feragat edilen taşınmaz dışındaki taşınmazlar üzerinde sögüt ve kavak ağaçlarının yer aldığı ancak bunların davalı tarafından sahiplenildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu ... ada 51 parsele ilişkin olarak feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken esastan reddedilmiş olması doğru değilse de ret kararı verilmiş olması sonucu itibariyle doğru olduğundan, davacı vekilinin bu parsel bakımından temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Davacı vekilinin dava konusu .. ada .... ve .. ada 27 parseller yönünden temyiz itirazlarına gelince; Davalı, anılan taşınmalardaki söğüt ve kavak ağaçlarının tarafından dikilip yetiştirildiğini, ortak mirasbırakan babaları tarafından ağaçların kendisine verildiğini belirterek, ağaçların devrini öngören 15.10.1998 tarihli babası Abdülselam ile aralarında yaptıkları adi nitelikte yazılı sözleşmeye dayanmış, ağaçların teferruat hükmünde olduğunu, dolayısıyla menkul mal sayılması gerektiğini bildirmiştir. Gerçekten de, Yargıtay uygulamasına göre, sökülüp götürülebilecek nitelikteki kavak ağaçları menkul hükmündedir. Ağaçları diken ve yetiştiren kişi tarafından sökülüp götürülecek yerde ağaçların bakımının yapılması amacı ile üzerinde yer aldığı taşınmaza girilip çıkılmasının müdahale niteliğinde olduğu kuşkusuzdur. Öte yandan, davacının malik olduğu dönemde davalı ile kayıtla ilgisi olmayan mirasbırakan babası arasında yapılan 15.10.1998 tarihli sözleşmeye itibar edilemeyeceği de kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, taşınmaz üzerindeki ağaçların kim tarafından dikilip büyütüldüğü hususunun kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanması, davalı tarafından dikilip büyütüldüğünün saptanamaması halinde elatmanın önlenmesi isteğinin kabul edilmesi, aksi halde yani ağaçlar davalı tarafından dikilmiş ve büyütülmüş ise ağaçların menkul niteliği dikkate alınıp sökülüp götürülebileceği de gözönüne alınarak bu kez taşınmazlardaki ağaçların bakım ve gözetiminin davalı tarafından yapılması nedeniyle yine elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davacı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün anılan parseller yönünden (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.