Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2012/1-237
Karar No: 2012/417
Karar Tarihi: 27.06.2012

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/1-237 Esas 2012/417 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Tapu iptali ve tescil davası üzerine yapılan yargılamada muris muvazaası hukuksal nedeni gündeme gelmiştir. Davacı, miras bırakanın temliklerinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasıyla dava açmış, davalılar ise tapu devrinin gerçek olduğunu savunmuşlardır. Muvazaa durumunda, tapudaki açıklama gerçek iradeye uymadığından ve şekil koşullarından yoksun olduğundan saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Bu tür uyuşmazlıkların çözümü için gerçek irade ve amacın ortaya çıkartılması gerekmektedir. Somut olayda araştırma ve inceleme yeterince yapılmadığından kararın bozulmasına karar verilmiştir. Bu karar için Borçlar Kanunu (Mülga) (818) Madde 213, Tapu Kanunu (2644) Madde 26 ve Türk Medeni Kanunu (4721) Madde 706 maddeleri referans alınmıştır.
Hukuk Genel Kurulu         2012/1-237 E.  ,  2012/417 K.
  • TAPU İPTALİ VE TESCİL
  • MURİSİN MUVAZAASI
  • BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 213
  • TAPU KANUNU (2644) Madde 26
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (4721) Madde 706

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 20.12.2010 gün ve 2010/50 E., 2010/508 K. sayılı kararın incelenmesinin davalı Sevinç  vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 05.05.2011 gün ve 2011/3698-5389 E., K. sayılı ilamı ile;

“…Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; miras bırakan Keziban’ın 23.01.1996 tarihli akitle 1 nolu meskeni kızı davalı Mine’ye, 05.09.2005 tarihli akitle 2 nolu meskeni kızı davalı Sevinç’e satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.

İddianın ileri sürülüş biçimi ve içeriğinden davacının anılan temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu ileri sürüp miras payı oranında iptal ve tescil isteğinde bulunarak eldeki davayı açtığı, davalıların ise miras bırakanın davacıya da taşınmaz devri yaptığını savundukları görülmektedir.

Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.

Bu durumda  yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay  sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. 

Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

Somut olayda; hükme elverişli araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.

Hal böyle olunca; yukarıdaki ilke ve olguları kapsar biçimde gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, miras bırakanın mal paylaştırma iradesi ile mi ya da mal kaçırma amacıyla mı hareket ettiğinin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulması, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. …”

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

 TEMYİZ  EDEN  : Davalı Sevinç vekili 

                                               HUKUK GENEL KURULU KARARI                              

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

S O N U Ç : Davalı Sevinç vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA,  aynı Kanunun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27.06.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi