3. Hukuk Dairesi 2020/10432 E. , 2021/1760 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davacı sitenin kuruluşundan beri kendi imkanları ile konutlarda kuyu suyu kullandığını, davalının siteye gönderdiği 08.06.2012 tarihli yazı ile içme suyu şebekesinin yenilenmesi, projesinin verilmesi, belediyece getirilen suyun bağlanarak ferdi aboneliğe geçilmesi aksi halde kuyu sularının kesileceğinin ihtar edildiğini, Belediye"nin suları keserim tehdidi ve zorlaması hem de su şebeke ve bağlantılarına hiç karışmaması nedeniyle site yönetiminin, konutların suyunun temini için mecburi olarak, etaplar halinde belediye adına su tesisatını ve konutlara bağlantılarını yaptırdığını, davacının bu işler için toplam 1.249.308 TL harcama yaptığını, davalının sorumluluk ve görevi gereği yapması gerektiği halde kendileri tarafından yapılan masrafların taraflarına ödenmesi için belediyeye ihtarname gönderildiğini ancak ödeme yapılmadığını ileri sürerek, 1.249.308 TL"nin ihtarname tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; iddia edilen masrafların yapıldığı tarihte MUSKİ Genel Müdürlüğünün henüz kurulmadığını, husumetin Bitez Belediyesini tüm alacak ve borçları ile devralan Bodrum Belediyesinde olduğunu, Belediyenin suyun mutlaka su sayaçlarından geçmesi gerektiği konusunda site yönetimini uyardığını, davaya konu olan işin maliyetinin fahiş bir meblağ olmasının emsal örneklere göre mümkün olmadığını, mahkeme dosyasına sunulmuş olan fatura örneklerinde yapılan işin veya alınan araç gereçlerin net bir şekilde belirtilmediğini, bazı faturaların "ilave masraflar" adı altında kesildiğini ve yapılan işin ya da kullanılan malzemenin nevinin belirtilmediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacı sitenin, belediye hizmet bölgesi içerisinde kaldığı, öncesinde kuyu suyu ile site ihtiyaçları karşılanırken belediyenin gönderdiği 08/06/2012 tarihli yazı üzerine, davaya konu içme suyu şebekesinin, belediye adına davacı site yönetimi tarafından imal ettirildiği, site içerisindeki parseller arasından geçen yollar imar yolları olduğu için, imar yollarındaki su şebekesi tesisatının döşenmesi ve şebeke suyu hattının tüm parsellerin en az bir yol cephesinden geçirilme görevinin davalı belediyeye ait olup bunu özel kişilere yükleyemeyeceği, davaya konu edilen tesisat yer altında kaldığından hepsinin sökülmesi ve incelenmesi pek çok zarara ve zaman kaybına yol açacağı gibi zorunlu da görülmediğinden, tesisatın keşif tarihi itibariyle eksiksiz çalıştığı ve kayıtların tetkiki ile de maliyet bedelinin hesaplanabildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 1.102.401,00 TL tazminatın dava tarihi olan 23.12.2013 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, ilave işler adı altında toplanan 146.907 TL tutarındaki alacak isteminden feragat edildiğinden, bu tutara ilişkin davanın reddine dair verilen karar; davalı vekilinin temyizi üzerine, Dairece verilen 06.11.2018 tarihli ve 2017/1235 E. 2018/11051 K. sayılı kararla; davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddedildiği belirtilerek davacının yasal ticari defterleri incelenerek ve sunduğu faturalar toplamı dikkate alınarak belirlenen miktar üzerinden karar verilmesinin isabetsiz olduğu, davacının dava konusu su şebeke ve bağlantıları için yaptırmış olduğu projeler de dikkate alınarak dava konusu işin yapılması için gerekli olan gerçek maliyet miktarının yapıldıkları tarih itibariyle değerlerinin tespit edilmesi, davacı tarafın bu harcamalara ilişkin sunduğu belgeler de dikkate alınarak alacaklı olduğu miktarın uzman bilirkişi heyetinden alınacak rapor ile belirlenmesi ve ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemece; davalıya ait imar yollarındaki su şebekesi tesisatının döşenmesi görevinin, Belediyenin gönderdiği 08/06/2012 tarihli yazı üzerine, Belediye adına davacı site yönetimi tarafından imal ettirildiği, davaya konu edilen tesisat yer altında kaldığından bilirkişi heyetince kendilerine verilen yerinde inceleme yetkisi ile birlikte detaylı bir inceleme sonrası maliyet bedelinin hesaplanabildiği, bu bağlamda yapılan hesaplama ile tespit edilen 697.750,79 TL tutarındaki maliyetin esasında davalı tarafından yapılması gereken iş olup, susuz kalınmaması için ve davalı namına davacı site tarafından yaptırıldığı, bu miktar yönünden davacının davasında haklı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin 404.650,21 TL"lik talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre; davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davada, davacı yasal olarak davalının sorumlu olduğunu iddia ettiği sitedeki konutlar için temiz kullanma suyu getirilmesi, su şebekesinin inşa ve düzenlenmesi, konutların su ihtiyacının karşılanması görevlerinin davalı namına imal ettirildiğini belirterek, sebepsiz zenginleşme ve vekaletsiz iş görme hukuksal nedenine dayanarak alacak talep etmektedir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı site yönetiminin, su şebeke projesini hazırlatarak Belediye Fen İşlerine 07/03/2012 tarihinde onaylattığı anlaşılmakta olup, davalı idarenin sorumluluğunda bulunan imar yollarındaki su şebekesi tesisatının döşenmesi ve şebeke suyu hattının tüm parsellerin en az bir yol cephesinden geçirilme işinin davacı site tarafından karşılandığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Hükme esas alınan 10.11.2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; bozma ilamı içeriği, dava konusu işin yapılması için verilen projeler, sunulan faturalar ve davacı tarafın bu harcamalara ilişkin sunduğu diğer belgeler de dikkate alınarak, davacının dava dışı yapı firmasından aldığı teklifin dönem piyasa rayiçlerine uygun olduğu, belediye su tesisatı şebeke hattı için yapıldığı bildirilen fatura muhteviyatında yapılan işler hakkında belirtilen kalemlerin, malzeme dokümanlarının açıklıkla belirtilmediği ve bahçe sulama işleri ile birleştirildiğinin görüldüğü, teklifte yer alan ‘kılcal yollar’ adı altında belirtilen 316.948 TL (KDV dahil) değerin bahçe sulama hattına ait olduğu kanaatine varılarak hesaplamaya dahil edilmediği, kazı dolgu, tamirat ve hafriyat, vs. değerlerinin 479.749,99 TL (KDV dahil) olarak belirlendiği, buna ek olarak 2 ayrı proje bedeli 14.750 TL, kontrolörlük bedeli 24.780 TL, 1000 tonluk depo yapımı 127.600 TL, hidrofor ve genleşme tankı 14.879,80 TL, terfi deposu 2 adet su deposu ara hattı yapımı 23.600 TL, 5 adet yangın hidrantları 12.331 TL dahil edilerek işin yapıldığı tarih itibari ile yapılan harcamanın 697.750,79 TL(KDV dahil) olduğu belirtilmiştir.
Raporda belirlenen masrafların imal tarihi itibariyle değerlerinin tespit edilmesinde ve yine bahçe sulama hattına ait işler ile ilgili ‘kılcal yollar’ adı altında yapılan masrafların toplam harcamadan tenzil edilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak rapor içeriğinde, davaya konu edilen içme suyu şebekesi imalatı harcamalarının davalı tarafından imal edilmiş olsa idi, yapıldığı tarihteki idari mevzuat gereği davalı tarafından da yapılıp yapılmayacağı, diğer bir deyişle yapılan işlerin davalı yönünden de yapılması zorunlu masraf olup olmadığı, ya da yalnızca davacı siteye özel olarak harcanıp harcanmadığı, raporda kazı dolgu, tamirat ve hafriyat harcamalarına ilave edildiği belirtilen 1000 tonluk su deposu, yangın hidrantları, genleşme tankı vs harcamaların davalı idarenin kullanımına (kamuya terki yapılan alanda kalıp kalmadığı) verilip verilmediğinin tespitinin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle anılan rapor hüküm kurmaya elverişli nitelikte olmayıp, mahkemece bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilemez.
O halde, mahkemece; bozmanın gereği tam olarak yerine getirilerek yapıldığı tarihteki yasal mevzuat ve belediyeden onaylanan projeye göre davacı tarafından yapılan harcamaların hangilerinin içme suyu şebekesi tesisi için zorunlu masraf, hangilerinin davacı sitenin özel ihtiyacına binaen yapılmış olduğunun belirlenmesi için bilirkişi heyetinden taraf mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli ek rapor alınması ve hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.