14. Hukuk Dairesi 2017/3145 E. , 2017/6777 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.04.2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Dairemizin 03.04.2017 günlü mahalline iade kararı sonrası dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.Davacılar vekili, müvekkillerine ait 306, 307 ve 297 parsel sayılı taşınmazlar lehine geçit kurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile 297 parsel sayılı taşınmaz lehine 20/08/1986 tarih, 1149 yevmiye numarası ile 316, 315, 314, 308 ve 297 no’lu parsel sayılı taşınmazlar aleyhine 299 parsel sayılı taşınmaz lehine tescil edilen geçit hakkının geçit hakkı olarak tesisine; 306 ve 307 parsel sayılı taşınmazlar lehine 20/08/1986 tarih,1149 yevmiye numarası ile 316, 315, 314, 308 ve 297 no’lu parsel sayılı taşınmazlar aleyhine 299 parsel sayılı taşınmaz lehine tescil edilen geçit hakkına ek olarak fen bilirkişisinin 06/05/2013 havale tarihli raporunda ikinci alternatif olarak gösterilen 308 parsel sayılı taşınmaz aleyhine B harfi ile gösterilen 71,85 m2"lik alan ile birlikte 5612 parsel sayılı taşınmaz aleyhine C harfi ile gösterilen 72.22 m2"lik alan üzerinde geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.Hükmü, bir kısım davalılar temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir. Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir. Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 780 ve 1000/3-2. maddesi ile Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.Somut olaya gelince; aleyhine geçit kurulan 5551(... ) parsel maliki ... 5552 (... ) parsel maliki ... 5478 (... ) parsel maliki ... ile 5479 (... ) ve 5480 (... ) parsellerin maliki ... ın davaya katılımlarının sağlanmadığı anlaşıldığından adı geçen tapu maliklerinin sağ ise kendilerinin, aksi halde ibraz ettirilecek mirasçılık belgesine göre tespit edilecek mirasçılarının davaya katılımları sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili tam olarak sağlanmadan karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir Öte yandan, geçit hakkı davalarında geçit, parsellerin leh ve aleyhine infaza elverişli olarak kurulur. Hükümde hangi parsel lehine ve hangi parseller aleyhine geçit kurulacağı ayrı ayrı yazılması, kesintisizlik ilkesi gereği de akdi irtifakın kurulacağı parsellerin de bu belirlemelerde yer alması gerekir. Mahkemece, davacı tarafa makul süre verilerek davacılara ait parseller arasında akdi geçit hakkı kurulması sağlandıktan sonra geçit hakkı ile ilgili hüküm kurulması gerekirken kesintisizlik ilkesine aykırı olarak ve infaza elverişsiz şekilde yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.09.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.