Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/16743
Karar No: 2014/931
Karar Tarihi: 27.01.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/16743 Esas 2014/931 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2013/16743 E.  ,  2014/931 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÜYÜKÇEKMECE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 09/05/2013
    NUMARASI : 2011/891-2013/448
    DAVACI : H.. A..

    Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı vekili dava dilekçesinde; sunulan sahte kimlik ile çalıntı bir arabanın satışını yapan ve davacının hak kaybına uğramasına neden olan davalının 28.500 TL ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; araç alım satımı ile uğraşan davacının ağır kusurlu olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Noterlik Yasasının 162.maddesi uyarınca; noterlerin zarardan sorumlu tutulabilmeleri için kusurlu olmalarının gerekmediği tartışmasızdır. Diğer bir anlatımla, tüm kusursuz sorumluluk hallerinde olduğu üzere, zarar gören, davalının kusurunu kanıtlamak zorunda değildir. Kusursuz sorumluluğun, kusurlu sorumluluktan tek farkı bu noktada toplanmaktadır. Bu bağlamda, zarar gören kusurlu sorumlulukta olduğu üzere zararını, zararla eylem arasındaki uygun illiyet bağını kanıtlamak zorundadır. Kusursuz sorumluluğun tüm hallerinde, uygun illiyet bağının zarar görenin veya 3.kişinin ağır kusuru ile beklenmeyen bir halin varlığı durumunda kesileceği, teoride ve yargısal kararlarda kabul edilmiş bulunmaktadır. Aksi halde, risk veya şart nazariyesi öne çıkacak ve zararın varolduğu her halde, kusursuz sorumlu olanın sorumluluğu yoluna gidilecektir ki, böyle bir sonuç hukukumuzda kabul edilmemiştir.
    Somut olayda; 2007 model ve 34 .. 4476 plakalı olan bir araç çalınmış ve bu araca aynı tipteki 2008 model ve 34 .. 3306 plakalı aracın plakası takılarak davacıya dava dışı kişi tarafından satılmıştır. Dosyada bulunan belgelerden gerçek araç sahibinin "B.." nüfusuna kayıtlı olduğunun yazılı olduğu, satış günü notere araç sahibi olduğunu söyleyen kişinin sunduğu kimlik belgesinde ise "Bağdeşen köyü" nüfusuna kayıtlı olduğunun yazılı olduğu anlaşılmaktadır.
    Öncelikle araç satış sözleşmesinin dayanağını oluşturan belge ile sistemdeki bilgi arasında uzman bilirkişi tarafından teknik inceleme yapılmasını gerektirmeyecek; aynı işi yapan sıradan bir kişinin çıplak gözle fark edebileceği kadar net fark bulunmaktadır; sistemde yeralan gerçek A..R.. A.. "B.." nüfusuna kayıtlı iken kendisini A.. R.. A.. olarak tanıtan kişi "B.. köyü" nüfusuna kayıtlı olduğunu gösteren kimliği ibraz etmiştir; artık bu durumda belgede aldatma yeteneği (iğfal kabiliyeti) bulunduğundan sözedilemez. Tacir olan davacının ise, araç alım satımı ile uğraştığı halde yapacağı araç alış verişine yönelik bir araştırma yapmamış olduğu, aracın 2007 model olduğunu anlamadığı, ruhsatta yazılı şase numarası ile aracın üzerindeki şase numarasını kontrol etmediği, kasko değeri 42.400 TL olan araç için 28.500 TL zarar talep ettiği anlaşıldığından olayda bölüşük kusurunun bulunduğu tartışmasızdır.
    Resmi işlem yapma görevini üstlenmiş ve teknolojinin gelişmesi ile kimlik paylaşım sistemi gibi kolaylıklara kavuşmuş olan davalının daha fazla bilgi ve tecrübeye sahip olması nedeni ile daha üst düzeyde dikkat ve özen görevi bulunmaktadır. Ancak, davacının kusurlu davranışı kamusal bir görev yapan davalı noterin sorumluluğunu azaltacak ölçüdedir. Anılan nedenlerle Noterin davacının oluşan zararının tamamından sorumlu tutulması doğru bulunmamıştır.
    Mahkemece, noterin kusursuz sorumluluğunun ve davacının bölüşük kusurunun dosyadaki tüm belgelerle birlikte yeniden değerlendirilerek; davalı noterin sorumlu olduğu zarar miktarının hakkaniyete uygun olarak yeniden belirlenmesi gerekmektedir. Bu yönler üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi