Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1781
Karar No: 2017/1052
Karar Tarihi: 23.02.2017

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/1781 Esas 2017/1052 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/1781 E.  ,  2017/1052 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ



    Taraflar arasında görülen davada ... (Kapatılan) 31. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12/05/2014 tarih ve 2011/249-2014/114 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 21.02.2017 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalılardan ..."in müvekkili şirketin faaliyetlerini ve ticari işlerini yanlış ve yanıltıcı beyanlarla kötüleyen hüsnüniyet kaidelerine aykırı bir makale yazdığını, bu makalenin 14.11.2010 tarihinde davalılardan ... Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş. Tarafından yayımlanan "BUGÜN"adlı gazetenin 14.11.2010 Pazar tarihli baskısında ve " ... Gazetesi Haber Sitesi" adlı internet sitesinde yayınlandığını, makalede müvekkili şirket ve yöneticisi ... hakkında yalan ve haksız ifadelerle küçültücü, kötüleyici beyanlarda bulunulduğunu, müvekkili şirketin yaptığı faaliyet ve ticari işlerin kötülenerek haksız rekabet yaratıldığını, müvekkili şirketin yönetim kurulu başkanının " ..." olarak tanımlandığını, yaptığı işi eline yüzüne bulaştıran biri olarak gösterdiğini, sektörün dışladığı bir işi her türlü kuralı ve yasayı hiçe sayarak yaptığını iddia ettiğini, küstah, cingöz gibi yakıştırmalarda bulunduğunu, müvekkili şirketin müşterilerini tek tek sayarak bunların müvekkili şirketle çalışmaması gerektiğini beyan ettiğini, müvekkili şirketin yaptığı işlerin rekabet kanuna aykırı olduğu iddiasında bulunduğunu, gazeteyi çıkaran grubun kardeş şirketi davalılardan ... Televizyon İYayın Hizmetleri AŞ."ye ait Kanaltürk Televizyonun çalışanlarından ... aracılığı ile "savasyilmazer@kanalturk.com.tr" e-mail adresinden söz konusu makalenin reklam sektöründe faaliyet gösteren herkese gönderildiğini ileri sürerek, haksız rekabetin tespitine ve men"ine, haksız rekabete sebep olan aldatıcı, kötüleyici ve yalan beyanların düzeltilmesine, davalılara aleyhine şimdilik 40.000TL maddi tazminata hükmedilmesine ve söz konusu tazminatın davaılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davalılardan yazı sahibi ..."in "....kimsenin fiyatlar şeffaf değil diye piyasada fiyatı düzenleme ve herkese aynı fiyattan alım-satım yaptırmaya hakkı yok, bu piyasa ekonomisinin özüne aykırı hareket ve de eğer rekabet kurulu piyasada fiyatların normal oluşunun engellendiğini saptarsa olaya karışan her markaya cirolarının %10 "u kadar bir ceza kesme yetkisi var." şeklindeki ifadesinin gerçeğe aykırı olmadığı, davacının bu ticari faaliyeti ile rakipler arasında, reklam sektörünün maliyet fiyat gibi ticari sırlarının ortadan kalkması sonucunu doğuracak şekilde reklam sektöründe reklam verenler ile yayıncılar arasında dikey yapıda bir rekabet sınırlaması yaptığı, bu faaliyetin amaç ve etki itibarıyla rekabeti sınırlayıcı nitelikte olduğu, davacının söz konusu davranışına ilişkin olarak RKHK m.5 kapsamında bir muafiyet belgesi almadığı veya bunu dosyaya sunmadığı, davacının rekabeti sınırlayıcı bu davranışının varlığı nedeniyle davalının yazısının bu yönüyle hukuka aykırılı bulunmadığı, yazı sahibi ... reklam piyasasında eleştirel tavrı ile tanındığı ve bu sektörde eleştirilecek her hususu yazı konusu yaptığı, kendisinden beklenenin gereği olarak reklam sektörünün doğru ve yanlışlarını ortaya koyması makul olduğu gibi bu sektördeki mevzuata aykırı davranışlara dikkat çekmesinin de olağan olduğu, somut olayda özellikle "konkur danışmanlığı küstahlığı " ibaresine yer verilmesinin "birde elindeki fiyatlar ile konkur düşmanlığı küstahlığına soyunup piyasaları ikinci birkez daha bozuyor müşterinin bütçe büyüklüğü hesaba katılsa da hangi yük hangi saat ve hangi şartlarda satım almalarının yapıldığına ya da yapılacağına bakılmadan" ifadesinin sektörü ve sektördeki rekabeti etkileme amacı olduğu, davacıya ve faaliyetlerine " konkür danışmanlığı küstahlığına soyunup" ifadesi ile küstah denilmesinin lüzumsuz yere inciltici beyan niteliğinde olduğu, davacının dava konusu yazıda eleştirilen faaliyetin hukuka uygun olduğunun ispatı açısından konunun davacı tarafından muafiyet belgesi için rekabet kurumuna götürülmesi için davacı vekiline süre verildiği, davacının muafiyet belgesi için rekabet kurumuna başvuru yapmayacaklarını bildirdiği, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun"un 5. maddesi kapsamında muafiyet belgesi alınmadığı ve alınması için talepte bulunulmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, diğer davalı ... Hizm. A.Ş. açısından ise ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kararı doğrultusunda, darbe teşebbüsü ve terörle mücadele çerçevesinde alınması zaruri olan tedbirler kapsamında çıkarılan 03.10.2016 tarihli 675 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Dava ve Takip Usulü başlıklı 16. Maddesinde aynen;
    “ MADDE 16-(1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle red kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
    (2) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce başlatılan icra ve iflas takipleri ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen takipler hakkında icra müdürlüklerince, 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca düşme kararı verilir. Bu kararlar dosya üzerinden kesin olarak verilir ve takip alacaklısına resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı takip giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
    (3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler veya kapatılma ya da resen terkin üzerine Maliye Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine 17/8/2016 tarihi dahil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi gereğince dava veya takip şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verilir.
    (4) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca verilen kararlarda davacı veya alacaklının 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinde belirtilen usule uygun olarak ilgili idari makama, tebliğ tarihinden itibaren otuz günlük hak düşürücü süre içinde başvurabileceği belirtilir. Başvuru üzerine idari merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabilir. İdari yargının verdiği karar kesin olup, uyuşmazlık adli yargıda hiçbir şekilde dava konusu yapılamaz.” hükmü getirilmiştir.
    Dava dosyası 675 Sayılı KHK. nin 16/1. maddesi kapsamında değerlendirildiğinde davalı ... ve ... Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş "nin 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurumlara ilişkin listede yer aldığı ve kapatıldığı anlaşıldığından anılan davalılar hakkında 675 Sayılı KHK. nin 16. maddesi kapsamında değerlendirme yapılabilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.
    2-Davacının davalılardan ..."e yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacı dava dilekçesinde haksız rekabetin tespiti ve men"ini, haksız rekabete sebep olan beyanların düzeltilmesini, ve davalılar aleyhine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK’nın 382 ve devamı maddelerinde gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın 294 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş ve mahkeme kararlarına duyulan güven sarsılmış olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK"nın 298/2. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırılık oluşturması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır.
    Somut olayda, mahkeme kararının gerekçesinde ""..bu kişiler tarafından algılanılan husus gerçek olduğundan (Davacının faaliyeti hukuka aykırı olduğundan bu sebeple bir muafiyet belgesi olmadığı sürece rekabet kurulunun ceza vermesi kaçınılmaz olduğundan) yazının haksız rekabet teşkil etmemesi düşünülmeyecektir...."", ""..davacıya ve faaliyetlerine konkür danışmanlığı küstahlığına soyunup ifadesi ile küstah denilmesinin lüzumsuz yere inciltici beyan niteliğinde olduğu"" belirtilerek haksız rekabetin varlığı kabul edilmiş olmasına rağmen, hüküm kısmında ""davacının davasının reddine"" denilmiştir. Bu durumda hüküm fıkrası ile karar gerekçesinin çelişkili olması doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    3-Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı şirketler hakkında verilen hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile davalı ... hakkında verilen hükmün BOZULMASINA, (3) Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine YER OLMADIĞINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 23/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.














    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi