11. Hukuk Dairesi 2016/2045 E. , 2017/1050 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23/10/2015 tarih ve 2014/70-2015/363 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 21/02/2017 günü tebligata rağmen gelen olmadığı yoklama ile anlaşıldı, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve sore darlığından ötürü işin incelenerek karar bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete ve onun müşterilerine taşıma hizmeti vermek için 01/03/2012 tarihinde anlaşma yapıldığını, yıllık anlaşma bedelinin 36.000,00 TL olduğunu, bu bedelin müvekkili tarafından davalıya ödendiğini, davalının iki ayrı işyerinin bulunduğunu, bu işyerlerinden birinin yanması üzerine davalının müvekkiline kendisini idare etmesini, inşaat sezonu bittikten sonra aynı şekilde çalışmaya devam edeceklerini söylediğini, işyerinin yanması sonucu 30/06/2012 ile 01/10/2012 tarihleri arasında müvekkilinin hiçbir gelirinin olmadığını, davalının müvekkilinden iki yeni kamyon almasını istediğini, bunun üzerine müvekkilinin kredi ile iki yeni araç aldığını, eski araçlarını sattığını, ancak davalı şirketin kendi kamyonlarını devreye sokarak müvekkiline iş vermediğini, müvekkilinin aldığı araçları da zararına satarak kredi borçlarını kapattığını, davalının taahhüdünü yerine getirmemesi sebebiyle zarara uğradığını ileri sürerek, belirsiz alacak davasının kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 75.000,00 TL alacağının faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taraflar arasında davalının ürettiği malların gerekli yerlere ulaştırılması amacıyla sözlü olarak kurulmuş bir nakliye işi anlaşmasının bulunduğu, tarafların önce bir yıllık anlaşma yaptıkları, sonrasında bu anlaşmayı devam ettirdikleri, ancak davacının bünyesinde bulunan büyük tonajlı araçlarını K1 belgesi alamaması nedeniyle satarak küçük tonajlı araçlar almak zorunda kaldığı, bu nedenle de davalının büyük tonajlı araçlarla taşınması gereken mallarını davacıya taşıtamadığı, ancak davacının elinde bulunan araçların tonajına uygun olarak taşıma işinin devam ettiği, her ne kadar davacı davalının kendisine az mal taşıtması nedeniyle zarar ettiğini iddia etmiş ise de büyük tonajlı araçların tamamen davacının insiyatifi ile satılarak küçük tonajlı araçlar alınması karşısında varsa da davacının zararından davalıyı sorumlu tutmanın mümkün olmadığı, kaldı ki hükme esas yeterlilikte bulunan bilirkişi heyeti raporuna göre de davalının yasal defter kayıtlarına göre 2013 yılı sonu itibariyle davacıdan 284,80 TL alacaklı olduğu, tacir olan tarafların borç ve yükümlülüklerinin kapsam ve sınırlarının açıkça belirlendiği yazılı herhangi bir akit
bulunmadığı, bu nedenle tarafların yasal defter ve kayıtlarından yaptıkları iş nedeniyle yerine getirmedikleri veya aykırı davrandıkları bir edim yahut davalıya yükletilebilecek bir zarar tespit edilemediği, davalının davacıyı zarara uğratacak kusurlu bir hareketinin olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,20 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 23/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.