Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5959
Karar No: 2017/1049
Karar Tarihi: 23.02.2017

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/5959 Esas 2017/1049 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/5959 E.  ,  2017/1049 K.

    "İçtihat Metni"



    Taraflar arasında görülen davada verilen 14/07/2015 tarih ve 2014/5-2015/368 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 21.02.2017 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili şirkette hissedar olan davalılardan ..."ın tüm, ..."ın ise %1"lik hissesi dışında kalan tüm hisselerini dava dışı devrettiklerini, bu kişiler ile davalılar arasında akdedilen şirket devir sözleşmesine göre şirketin devir tarihinden önceki alacak ve borçlarının devredenlere, devir tarihinden sonraki borçlarının ise devralanlara ait olacağının kararlaştırıldığını, şirket devralınmadan önce dönemleri arasında fazla ödeme yapıldığından bahisle 86.607,75 TL yersiz ödemenin faiziyle birlikte toplam 106.955,82 TL olarak müvekkili şirketin hak edişinden kesildiğini ileri sürerek, bu tutarın kesinti tarihlerinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Davalılar vekili, müvekkillerinden ..."ın halen şirket hissedarı olduğunu, tüzel kişiliği haiz olan şirketin gerçek kişiliği haiz hissedarına husumet yöneltme hakkının bulunmadığını, devir sözleşmesinde devredenlerin hangi borçlardan sorumlu olacağının belirtildiğini, dava konusu borcun tahakkuk tarihinin devir tarihinden sonra olduğunu, davacı şirketin dava konusu borca karşı itiraz etmediğini, idarenin işleminin haksız olduğunu, müvekkillerinin faizden sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, hisse devir işleminden önceki döneme ait olan davacı şirketin dava dışı idareye iade etmek zorunda kaldığı 86.607,75 TL ana paranın davalılardan müştereken ve müteselsilen istenebileceği, davacının istihkakından kesilen faizden 20.348,07 TL ise davalıların sorumlu tutulamayacağı, işlemin ticari iş olmadığı, iç ilişkiden kaynakladığı dikkate alınarak ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren yasal faiz oranı %9 üzerinden faiz yürütülmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 86.607,75 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, bu miktara 15/11/2013 tarihinden itibaren %9 oranında yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir.

    .../...


    Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.
    Dava, hisse devir sözleşmesi uyarınca, davalı devredenler tarafından ödenmesi üstlenilen borçların davacı şirketçe ödendiği iddiasına dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
    Taraflar arasında akdedilen 01.08.2012 tarihli şirket hisse devir sözleşmesinin 5. maddesinde ""Şirketin devir tarihi itibariyle borçları, vergi borçları, çek ve senet borçları devredene ait olacak, şirketin devredildiği tarihten sonraki doğacak tüm borçlarının tamamı devralanlara ait olacaktır"" hükmü yer almaktadır. Davaya konu borç isetarafından davacı şirkete yapılan yersiz ödeme kaynaklı olup, bu borcun sözleşmenin 5. maddesinde sınırlı şekilde sayılan SGK, vergi, çek ve senet borçlarından olmadığı açıktır. Bu itibarla mahkemece sözleşmenin 5. maddesinde sayılmayan bir borçtan dolayı davalıların sorumlu olmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulü doğru olmamış, hükmün temyiz eden davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcın istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 23.02.2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


    Davacı şirketteki, davalılardan ..."a ait 500 pay ile davalılardan ..."a ait 985 pay 01.08.2012 tarihli şirket devir sözleşmesi ile davadışı devredilmiş olup, hisse devri ile birlikte şirkette davalı ..."ın 15 payı (%1) kalmış, diğer davalının ise payı kalmamıştır.
    Şirket Devir Sözleşmesinin 5. maddesi ile "Şirketin devir tarihi itibariyle borçları, vergi borçları, çek-senet borçlarının devredene ait olacağı, daha sonraki borçların ise devralanlara ait olacağı", sözleşmenin 10. maddesi ile de "Devir tarihine kadar olan ve Temmuz 2012 ayına ait gelecek hakedişlerin deviredenlere, Ağustos 2012 tarihinden itibaren ise devir alanlara ait olacağı" kararlaştırılmıştır.
    Somut uyuşmazlıkta, 25.06.2010-20.05.2012 dönemleri arasında yapılan fazladan ödeme davacı şirketin istihkaklarından 20.06.2013 tarihinden itibarenn 5 ve 10 maddeleri gereğince davalıların sorumluluğu nedeniyle eldeki istirdat davası açılmıştır.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın davalılarca temyizi üzerine sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda "dava konusu alacağın Devir Sözleşmesinin 5. maddesi kapsamında bulunmadığı" gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
    Sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılamıyorum.
    .../...


    Zira, uyuşmazlığın şirket Devir Sözleşmesinin 10. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
    10. madde hükmünden açıkca anlaşılacağı üzere Temmuz 2012 ayına kadar hak edişler nasıl ki devredene (davalılara) ait olacaksa, maddenin mefhum-u muhalifinden hak edilmeyenlerin de devredenlere (davalılara) ait olacağı sonucu çıkmaktadır.
    Kaldı ki Bakanlık tarafından yapılan fazla ödemeler, şirketin devredildikten sonraki dönemine ait olmayıp, 25.06.2010-20.05.2012 tarihleri arasına ait borçtur. Borç, şirket devredildikten sonra ortaya çıkmamıştır. Şirket devredilmeden önce var olan ancak bilinemeyen borçtur. Şirketin devrinden önce şirketce alınmış olan fazla ödemenin şirketin devrinden sonra, yeni ortakların oluşturduğu şirketin sorumluluğunda olduğunun kabulü Devir Sözleşmesinin ruhuna aykırıdır.
    Bu halde, Devir Sözleşmesinin 10. maddesi gereğince Bakanlıkca 25.06.2010-20.05.2012 dönemine ilişkin yapılan fazla ödemeden davalılar sorumludurlar.
    Ancak, Bakanlığın bu döneme ilişkin fazla ödemeyi şirketten talep etmekte, şirketin istihkaklarından kesmekte haklı olup olmadığı, şirketin kesinti yapılması üzerine Bakanlık aleyhine yasal yollara başvurmaması nedeniyle davalılara rücu hakkını kaybedip kaybetmediği hususunda mahkemece bir değerlendirme yapılmamıştır.
    Dosyaya ibraz edilen karar örneklerinden, emsal nitelikteki dosyalarda, Bakanlık aleyhine açılan davaların kabul edildiği görülmektedir.
    Bu durumda "mahkemece emsal dosyalarında getirtilerek, davacı şirketin, istikhaklarından Bakanlık tarafından kesinti yapılması üzerine, Bakanlık aleyhine yargı yoluna başvurmamasının davalılara rücu hakkına etkisini değerlendirmek, gerekirse bu konuda ek rapor alınmak suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu" gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulması gerekirken, uyuşmazlıkta uygulama yeri olmayan sözleşmenin 5. maddesi gereğince kararın bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi