11. Hukuk Dairesi 2018/3736 E. , 2020/337 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nce verilen 10/05/2016 gün ve 2015/728 - 2016/430 sayılı kararı onayan Daire"nin 07/05/2018 gün ve 2016/11084 - 2018/3268 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline olan borcundan dolayı 25.07.2007 tanzim tarihli, 25.08.2007 ödeme tarihli, 100.000.- TL bedelli bir adet bonoya dayalı olarak davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının borca itiraz etmediğini, icra dosyasına sunulan mal beyanında taşınmazını bildirdiğini, bu taşınmazın haczine karar verildiğini, davalının hissesine haciz şerhi düşüldüğünü, davalı tarafça borcun kabul edildiğini ancak icra dosyasına ödemede bulunulmadığını, icra dosyasının takipsiz kalması nedeniyle düştüğünü ileri sürerek, 100.000.- TL"nin 25.08.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında sonradan düzenlenen protokol gözetilerek dosyanın işlemden kaldırılmasını istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davanın feragat nedeniyle reddine, davacı yararına yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair verilen kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava, bonoya dayalı alacak istemine ilişkin olup mahkemece davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Ancak, davadan feragat beyanının 6100 sayılı HMK’nın 307. ile 312. maddeleri arasında düzenlenen haliyle hakkın özüne ilişkin olması, kesin hüküm sonuçlarını doğuran, açık ve kolay anlaşılabilir bir ifade ile yapılmış, kayıtsız ve şartsız olarak talep sonucundan vazgeçmeyi ifade eden, başka anlamlara gelmediğinde duraksama olmayan bir beyan şeklinde olması gerekmektedir. Oysa, davacı vekilinin 11.03.2016 ve 22.04.2016 tarihli duruşmadaki beyanlarında, davalının taşınmaz hissesini devir borcunu üstlendiği ve işbu davada bedelinin tahsili istenen 100.000.- TL tutarındaki bononun esasen taşınmazın devrinin teminatı olduğunu kabul ettiği 10.11.2015 tarihli protokole atıf yapıldığı, hakkın özünden ve talep sonucundan kayıtsız şartsız vazgeçilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin buna göre değerlendirilmesi gerekirken davacı vekilinin beyanları davadan feragat olarak nitelendirilip yargılama giderleri ve vekalet ücreti hususunda yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmamış, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 07.05.2018 tarihli, 2016/11084 Esas- 2018/3268 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, mahkeme kararının davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 07.05.2018 tarihli, 2016/11084 Esas- 2018/3268 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, yerel mahkeme hükmünün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyen davacıya iadesine, 14/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.