11. Hukuk Dairesi 2015/12997 E. , 2017/1046 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada verilen 06/12/2013 tarih ve 2012/373-2013/419 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; dava dışı Sözleşmesi uyarınca müvekkili bankadan kredi kullandığını, ... ve kredi tutarının tamamı üzerinden müştereken ve müteselsilen kefil olduklarını, borçluların kredinin geri ödemesinde temerrüde düştüklerini ve bu nedenle borçlunun kredi hesabının kat edilerek kendilerine noter aracılığıyla ihtarname gönderilmesi rağmen borcun ödenmediğini ve bunun üzerine ilamsız icra yoluyla takibe giriştiklerini, davalı borçlunun borca işlemiş faize itiraz ettiğini, işlemiş faize itiraz etmelerinin hukuki bir dayanağı bulunmadığını, sırf takibi uzatmak amacıyla hukuki mesnedi bulunmayan iddialarla itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve davalının sorumlu olduğu alacak miktarının %40"ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin asıl borçlu şirketin % 1 hisse sahibi olduğunu, 2012 yılının Ekim ayında ortaklıktan ayrıldığını ve sebeple de müvekkilinin borcunun bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı banka tarafından dava dışı şirkete genel kredi sözleşmesi uyarınca kredi kullandırıldığı ve davalının da sözleşmeyi müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, taleple bağlılık ilkesi gözetilerek, davalının icra takip tarihinde davacı bankaya karşı 126.463,82 TL cari hesap kredi borcu 62.241,71 TL ticari kredi mevduat borcu, 50.000,00 TL teminat mektubu borcu ve 8.116,58 TL"de gayri nakti çek kredisi borcu olmak üzere 246.822,11 TL tutardan sorumlu olduğu, davalı borçlunun icra takip tarihi itibariyle temerrütün gerçekleştiği gerekçesiyle, kabul edilen bu miktarlar yönünden davanın kısmen kabulü ile davalı borçlunun itirazının kısmen iptaline, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine ayrıca alacağın belirlenebilir nitelikte oluşu da gözetilerek davacı yararına icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmiştir.
./..
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava; itirazın iptali davası olup mahkemece yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar tarihi olan 06.12.2013 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 12. maddesi uyarınca, takip talebinde 255.096 TL alacak talep edildiği 246.822 TL üzerinden itirazın iptaline karar verildiğine göre, davalı yararına 992,90 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru ise de dava dilekçesinde gösterilen dava değeri ile takip talebinde ayrıca 70.000 TL depo istemi de bulunduğu ve depo isteminin de reddedildiği anlaşılmakla depo isteminide maktu vekalet ücretine hükmedileceğinden karar tarihi itibariyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.500 TL de bu talep bakımından vekalet ücreti verilmesi gerekirken verilmediğinden toplam 2.492,90 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulması gerekir ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, HUMK 438/7. maddesi uyarınca, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün vekalet ücretine ilişkin bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının 5. paragrafında yer alan "992,90 TL” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "2.492,90 TL" ibaresinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 22/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.