11. Hukuk Dairesi 2015/12535 E. , 2017/1043 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23/10/2013 tarih ve 2013/1-2013/222 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalı şirketin 2010/35742 sayılı marka başvurusuna, müvekkilinin KHK’nın 8/1, 8/4 ve 35/2 maddeleri uyarınca 2000/11152, 2000/169882 sayılı markalarını mesnet göstererek yaptığı itirazın, TPE YİDK"nun 2012-M-3360 sayılı kararıyla nihai olarak reddedildiğini, bu kararların hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek iptaline, marka tescil edilmiş ise markanın hükümsüz sayılmasına ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı TPE vekili; iptali istenen YİDK kararının yerinde olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili ise; müvekkili şirketin markası ile davacının markaları bir bütün olarak incelendiğinde, markaların tamamıyla farklı olduğu, karıştırılmalarına olanak bulunmadığı, orta seviyedeki kullanıcının sadece kullanılan işaret sebebiyle dinlediği radyo frekansında hataya düşemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraf markalarının “radyoculuk” hizmetleri yönünden aynı tür hizmetleri içerdiği, diğer mal ve hizmetlerin farklı olduğu; taraf markaları işaretsel yönden karşılaştırıldığında; her iki grubun markasında da “...” ibaresi bulunuyor ise de davacı markalarında ayrıca “...” ibaresinin yer aldığı, markayı gören ortalama tüketici kitlesinin markayı “....dalgada yayın yapan ... FM” olarak, davalı başvurusuna konu markayı görenlerin ise aynı yayın grubu bünyesindeki “...” markalarıyla özdeşleştirerek, “.... dalgada yayın yapan ... radyo” olarak markayı algılayacakları, markalarda yer alan sloganların doğrudan bir ayırt ediciliklerinin bulunmadığı, her iki markadaki “...” ibaresinin tanımlayıcı olduğu ve doğrudan bir ayırt ediciliğinin bulunmadığı, her iki grubun da farklı şehirlerde bile olsa ....dalgada yayın yapmak zorunda olmaları nedeniyle bu ibareyi kullanmaya eşit derecede haklarının bulunduğu, markalar arasında KHK’nın 8/1 (b) maddesi anlamında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, davalı tarafa haksız yarar sağlamasının da mümkün olmadığı, davacı tarafın kötü niyetli marka tescili iddiasının da yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 22/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.