13. Ceza Dairesi Esas No: 2016/6572 Karar No: 2018/1893 Karar Tarihi: 13.02.2018
Hırsızlık - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2016/6572 Esas 2018/1893 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir hırsızlık suçuyla ilgili olarak verilen mahkumiyet kararını incelemiş ve sanığın eski hale getirme talebini değerlendiremediğini belirterek temyiz dilekçesiyle ilgili kararı Yargıtay'a bıraktığını belirtmiştir. Sanığa yapılan tebligatın usule uygun yapılmadığını ve tebliğ edilemediğini belirleyen mahkeme, temyiz isteğinin süresinde olduğunu kabul etmiştir. Ancak Anayasa Mahkemesi'nin bir kararı nedeniyle sanığa uygulanacak hükümlerin yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu karara göre, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. Maddesi 1. Fıkra (b) bendinde yer alan \"seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına\" hükmü iptal edildiğinden, bu madde gereğince verilecek cezalar da yeniden değerlendirilmelidir. Sonuç olarak, mahkeme kararı bozulmuş ve hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olduğu belirtilerek düzeltilerek onanmıştır. 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 322. maddesi uyarınca verilen yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK\"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümden “b” bendinin çıkart
13. Ceza Dairesi 2016/6572 E. , 2018/1893 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanığın eski hale getirme talebini de içeren temyiz dilekçesi hakkında değerlendirme yetkisi münhasıran Yargıtay"a ait olduğundan, mahkemece 12/06/2012 tarihli ek karar ile infazın durdurulmasına karar verildiği, sanığın yokluğunda verilen hükmün 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine göre, bilinen en son adrese tebliğ edilmesi gerektiği, tebligat yapılamaması halinde, adrese daha önce tebligat yapılmamış ise Tebligat Kanunu’nun 21., daha önce tebligat yapılmış ise 35. maddesine göre tebligat yapılması gerektiği, sanığın yakalama emri sonrasında alınan savunması sırasında beyan ettiği ve daha önceden usule uygun tebligat yapılmayan adresine gerekçeli kararın tebliğ edilememesi üzerine aynı adrese doğrudan Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre yapılan tebligatın geçersiz olduğu ve öğrenme üzerine gerçekleştirilen 22/10/2015 tarihli temyiz isteğinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan temyiz incelemesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. Ancak; Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 Sayılı TCK 53.madde 1.fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümden “b” bendinin çıkartılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13/02/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.