BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/38 Esas 2022/372 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2022/38
Karar No: 2022/372
Karar Tarihi: 12.04.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/38 Esas 2022/372 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/38 Esas
KARAR NO :2022/372

DAVA:İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/01/2022
KARAR TARİHİ:12/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; adi ortak olan ... ve ... açmayı düşündükleri ikinci güzellik salonlarının, dekorasyon işlerini yapması için kendini müvekkillere, ... adıyla tanıtan ... ile 110.000,00 TL bedel karşılığında anlaştıklarını, davalı ... diğer davalı ... 'inde kendisinin ortağı olduğunu beyan ettiklerini, taraflar davalı ... ile bir sözleşme düzenlediğini ve işletmenin dekorasyon işlemlerini davalılar 18.06.2020 tarihinde bitirip işletmeyi teslim edeceği konusunda müvekkillerine taahhütte bulunduklarını, müvekkilleri ...'in ödemelerin yapılması için bildirdiği ortağı olan ...adındaki şahsın banka hesabına peyder pey olmak üzere 20.05.2020 tarihinde 30.000,00 TL, 08.06.2020 tarihinde 30.000,00 TL ve 18.06.2020 tarihinde 15.000,00 TL olmak üzere toplamda 75.000,00 TL'lik bir ödeme yaptıklarını, davalı ... anlaşmaya uymayarak, taahhüdünü yerine getirmeden müvekkillerden fazladan ödeme talep ettiğini ve ödemelerin derhal yapılmasını istediklerini, müvekkillerde bu durumdan rahatsızlık duyduğu işin çok büyük çoğunluğunun henüz tamamlanmadığı ve sözleşmede belirtilen kriterlerle de işin yapılmadığını davalılara belirttiklerini, işletmeyi süresinde teslim etmediği için, müvekkilleri davalı ...'e sözlü olarak sözleşmeyi fesih edebileceklerini bildirdiklerini, akabinde davalı yanında getirdiği suç ortakları ile birlikte, müvekkillerini rehin aldığını, kameraları, camları, duvarları ve dolapları kırıp parçaladıklarını, bununla birlikte mallara el koyup tüm işletmeyi yerle bir ederek müvekkillerinin açmakta oldukları işletmeyi telafisi olmayan zararlar meydana verdiklerini, müvekkilleri davalı ... hakkında emniyette suç duyurusunda bulunulduğunu ve davalı hakkında ... 42. Asliye Ceza Mahkemesi ...Esas sayılı dosya ile kamu davası açıldığını, yine ... 1. Aile Mahkemesi ...Değişik İş Dosyası ile de müvekkilleri davalılar aleyhine koruma kararı aldırdıklarını, tüm bu sebeplerle davalıların borcundan kurtulma maksadıyla, müvekkillerinin haklarını ihlal edecek hileli işlemlerde bulunma ihtimalinin yüksek olduğu ve bu durumda müvekkilleri yönünden hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacağı ve bu bağlamda davacı tarafların ciddi bir zararının doğabileceği sabit olduğundan icra takip dosyasında ki takip prosedürü yerine getirilene kadar davalılar adına kayıtlı menkul ve gayrimenkuller üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ettiklerini, açıklanan tüm bu nedenlerle İstanbul 31. İcra Dairesi ... Esas sayılı takibe vaki haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline ve takibin devamına, takip konusu alacağın %20 nispetinde icra inkar tazminatına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalılara, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalılar herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacıların oluşturduğu adi ortaklık tarafından işletilecek güzellik salonun iç dekorasyonunu üstlenen davalıların, yapmış oldukları esere zarar vermeleri ve eksik iş yapmış oldukları iddiası ile ödenen bedelin iadesi için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/6591 E., 2021/10586 Karar sayılı 21/10/2021 tarihli ilamında belirtildiği üzere;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 4 . maddesinin birinci fıkrası;
“(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hak- kındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun malvarlığının veya işlet- menin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işle- rine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilen- dirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istis- nadır.” düzenlemesini içermektedir.
Anılan düzenleme ile ticarî davalar; mutlak ticarî davalar, nispi ticarî davalar ve yalnızca bir ticarî işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticarî nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grup halinde düzenlenmiştir.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgi- lendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK'nın 4 . maddesinin birinci fıkrasında bentler hâlinde sayılmıştır.Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanu- nu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK'nın 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK'da yeterli görülmüştür.
Bu açıklamalar ışığında; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi'nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
Yine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir.
6335 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5. Maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı madde gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki (6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak) iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Eldeki davada; taraflar arasındaki uyuşmazlık davacılar tarafından ödenen bedelin eksik iş yapımı ve yapılan esere zarar verildiği iddiası ile başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup, ... Vergi Dairesi'nden gelen 27.01.2022 tarihli yazı cevabına göre davacı adi ortaklığın işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, yazı ekinde gönderilen gelir beyannamesine göre davacı ortaklığın Bakanlar Kurulu'nca belirlenen tacir olma gelir seviyesinin altında gelirinin olduğu, adi ortaklığın ticari kazanç amacı ile kurulmasının tarafı tek başına tacir yapmayacağı, gelen yazı cevaplarına göre de davalılardan ...'in tacir olmadığı, davının TTK'nun 4. Maddesinde yer alan mutlak ve ticari davalardan da olmadığı, elde ki uyuşmalık yönünden HMK'nun 2. Maddesi gereği İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğu anlaşılmış, mahkememizin görevsizliğine İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-)Davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-)Görevli mahkemenin İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-)Karar kesinleştikten sonra HMK.nın 20.maddesi gereğince yasal sürede başvuru halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına mahkememizce karar verilmesine,
4-)Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/04/2022

Katip ...
e-imzalıdır


Hakim ...
e-imzalıdır




Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.