Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2230
Karar No: 2016/5463
Karar Tarihi: 29.03.2016

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/2230 Esas 2016/5463 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/2230 E.  ,  2016/5463 K.
"İçtihat Metni"



Davacı, yetim aylığının kesilmesine ilişkin kurum işleminin iptaline, ödenmeyen aylıkların faiziyle tahsiline, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
Dava; davacının almakta olduğu ölüm aylığının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığı, muvazaalı olarak boşandığı gerekçesi ile kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali, aylığın yeniden bağlanması ve yasal faizi ile ödenmesi, borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 25.05.2010 tarihinde boşandığı, 22.08.2013 tarihli kontrol memuru tutanağında; "ta yapılan araştırmada; apartmanın 1,3 ve 6 numaralı daireleri ile girişteki çay ocağından yapılan araştırmada davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edildiğinin bildirildiği, ayrıca davacının yazılı beyanın alındığı, davacı tarafından; eski eşinin kardeşleri ile birlikte i"nde oturduğunun, eski eşinin her gün çocukları görmek için eve geldiğinin ve çocukları ile vakit geçirip gittiğinin beyan edildiği, kontrol memurları tarafından "ndeki adrese gidildiğinin, fakat adreste eski eşin iki erkek kardeşinin yaşadığının tespit edildiğinin bildirildiği, davadan önce Kaymakamlık tarafından istenilmesi üzerine zabıta tarafından düzenlenen 01.04.2014 tarihli tutanakta; davacının iki çocuğu ve eski eşinin iki erkek kardeşi ile birlikte yaşadığının, eski eşin erkek kardeşlerinin epilepsi hastası olduklarının, birinin 2013/12. ayda kendisini camdan atarak intihar girişiminde bulunduğun ve vücudunun çeşitli yerlerinde kırık olduğunun, davacının kendisinin erkek kardeşlerine bakması koşulu ile eski eşin ikametini davacıya tahsis ettiğinin, çevreden yapılan araştırmada eski eşin hem çocukları görmek hem de evin ihtiyaçlarını karşılamak için ara sıra eve geldiğinin, ancak birlikte yaşamadıklarının tespit edildiğinin bildirildiği, davacı tanıklarından A.. G.. tarafından; davacının evlendiğinden beri kayınbiraderleri ile birlikte kaldığının, boşandıktan sonra da eski eşinin kendisi ve kardeşleri için ev bulana kadar eski eşin kardeşlerinin davacı ile birlikte kaldıklarının, 1,5-2 yıl önce eski eşin kardeşlerini kendi yanına aldığının ( 2015/Nisan tarihli ifade ) beyan edildiği, ancak zabıta tutanaklarında A.. G.."den hiç bahsedilmediği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı Yasa"nın 56. maddesinde oldukça yalın olarak; " eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen" ibareleri yer almakta olup kanun koyucu tarafından örneğin; "sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan", " hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan", "gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan" veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir. Maddede, boşanma amacına/saikine yönelik herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden, gerek Kurum"ca, gerekse yargı organlarınca uygulama yapılırken, eşlerin boşanma iradelerinin gerçekliğinin/samimiliğinin araştırılıp ortaya konulması söz konusu olmamalı, boşanmanın muvazaalı olup olmadığına ilişkin herhangi bir araştırma/irdeleme ve boşanma yönündeki kesinleşmiş yargı kararının geçerliliğinin sorgulaması yapılmamalı, özellikle kesinleşmiş yargı organının verdiği karara dayanan "boşanma" hukuki durum ve sonucunun, eşlerin gerçek iradelerine dayanıp dayanmadığının araştırılmasının bir başka organın yetki ve görevi içersinde yer almadığı, kaldı ki, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda "anlaşmalı boşanma" adı altında hukuki bir düzenlemenin de bulunduğu dikkate alınmalıdır. Şu durumda sonuç olarak vurgulanmalıdır ki, boşanma tarihi itibariyle gerçek/samimi boşanma iradelerine sahip olan (evlilik birliği temelinden sarsılan) veya olmayan tüm eşlerin, maddenin yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden itibaren her ne sebeple olursa olsun eylemli olarak birlikte yaşadıklarının saptanması durumunda gelirin/aylığın kesilmesi zorunluluğu bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı tanıklarından A.. G.., 2015/Nisan ayında mahkemece alınan ifadesinde; kendisinin 2010 yılından beri davacı ile ev arkadaşı olduğunu ve davacının eski eşinin 1,5-2 yıl önce kardeşlerini yanına aldığını beyan etmiş ise de; bu durumda eski eşin kardeşlerinin 2013 yılı sonu ila 2014 yılı başlarında davacının yanından ayılmış olmaları gerekmektedir. Ne var ki; 01.04.2014, 08.08.2014 ve 09.12.2014 tarihli tutanaklarda davacının eski eşinin kardeşleri ile birlikte yaşadığı belirtilmiş, öte yandan tanık A.. G.."den hiç bahsedilmemiştir. Ayrıca; 01.04.2014 tarihli tutanakta eski eşin kardeşlerinin ikisinin de erkek olduğu bildirilmesine rağmen 09.12.2014 tarihli tutanakta eski eşin kardeşlerinin birinin bayan olduğu bildirilmiştir. Bu itibarla; dosyada mevcut zabıta tutanaklarındaki çelişkiler dikkate alındığında, mahkemece bu tutanakların güvenilirliği sorgulanmadan, ayrıca kontrol memuru raporunda belirlenen komşular dinlenilmeden sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; tutanak tarihinde, kontrol memuru tutanağında bahsedilen 1,3 ve 6 numaralı dairelerde oturan kişiler ile apartmanın girişindeki çay ocağında çalışan kişileri tespit ederek dinlemek ve davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşayıp yaşamadığı hususunda yukarıda anılan çelişkileri de giderecek şekilde beyanlarını almak, davacının kontrol memuruna eski eşinin yaşadığını beyan ettiği adresteki komşuları da tespit ederek dinlemek ve böylece toplanan delillere göre varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi