16. Ceza Dairesi 2018/1882 E. , 2018/2079 K.
"İçtihat Metni"TALEP: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30.03.2018 tarih ve 2018/26781 sayılı yazısı ile;
Hükümete karşı suç, yasaklanan bilgileri temin etme, Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun"a muhalefet suçlarından sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 312/1, 58/9, 327/1, 334/1, 136/1, 43/1 ve 43/2. maddeleri uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis, 7 yıl 6 ay hapis, 2 yıl 8 ay hapis, 4 yıl 6 ay hapis ve 1 yıl 6 ay hapis ve 37 gün adli para cezaları ile cezalandırılmasına, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi suçundan beraatine ve sanığa ait tabancaların ve şarjörlerin karar kesinleştiğinde, ilgili mahalli mülki amirliğine teslimine ve tabanca ruhsatlarının iptalinin istenilmesine dair İstanbul (Kapatılan) 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.08.2013 tarihli ve 2009/191 esas, 2013/95 sayılı kararının Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 21.04.2016 tarihli ve 2015/4672 esas, 2016/2330 karar sayılı ilamı ile bozulmasını müteakip, dosyanın İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/16 esas sayısına kaydedilmesi üzerine, yapılan yargılama sırasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Emanet Memurluğu’nun 10.04.2017 tarihli ve 2017/867 sayılı silah ve mühimmatların İl Jandarma Komutanlığına teslim edilmesi talebinin kabulüne ilişkin İstanbul 12. Sulh Ceza Hakimliğinin 21.04.2017 tarihli ve 2017/1563 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya kapsamına göre;
Her ne kadar İstanbul 12. Sulh Ceza Hakimliğince sanıklara ait silah ve mühimmatların İl Jandarma Komutanlığına teslim edilmesine karar verilmiş ise de; İstanbul (Kapatılan) 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.08.2013 tarihli kararında verilen karar kesinleştiğinde herhangi bir suçta kullanılmayan silah ve mühimmatların teslim edilmesi gerektiğine ilişkin hüküm kurulmasını müteakip, bu kararın Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 21.04.2016 tarihli ve 2015/4672 esas, 2016/2330 karar sayılı ilamı ile bozularak kesinleşmemesi ve yargılamanın devamı sırasında sanığa ait ruhsatlı silahların iadesine dair İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/16 esas sayılı ve 21.06.2017 tarihli ara kararı karşısında, yetkili olmayan İstanbul 12. Sulh Ceza Hakimliğince sanığa ait silah ve mühimmatların İl Jandarma Komutanlığına teslim edilmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 21.03.2018 gün ve 94660652-105-34-11736-2017-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
OLAY:
İstanbul (Kapatılan) 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/191 esasına kayden görülen davada, Hükümete karşı suç, yasaklanan bilgileri temin etme, Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun"a muhalefet suçlarından sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 312/1, 58/9, 327/1, 334/1, 136/1, 43/1 ve 43/2. maddeleri uyarınca mahkumiyetine, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması suçundan beraatin
HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
Ayrıntıları, 14.11.1977 tarih, 3-2 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen istikrar kazanmış kararlarında (03.04.2012 tarih 2011/10-438-2012/141 sy. 10.5.2011 tarih 6-80-90 sy, 14.12.2010 tarih 4-210-259 sy, 15.6.2010 tarih 9-117-146 sy. 23.6.2009 tarih 9- 30-177 sy. gibi) açıklandığı üzere: 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinde, olağanüstü bir kanun yolu olarak düzenlenen kanun yararına bozma ile; hakim ya da mahkemelerce verilen ve temyiz veya istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar yahut hükümlerdeki gerek maddi gerekse usule ilişkin hukuka aykırılıkların hem ilgilisi hem de toplum açısından giderilmesi ile ülkede uygulama birliğinin sağlanması amaçlanmaktadır. Ancak kesin kararlara karşı kabul edilmesi nedeniyle bu amaçlara hizmet etmeyen, sadece yapılan uygulamanın hatalı olduğunun tesbiti ile yetinilmesi sonucunu doğuran hukuka aykırılıkların bu yolla çözülmesinde kanun yararı olmadığı gibi bu uygulama kesin hükmün otoritesini sarsmakla kalmaz, hukukun abesle iştigal etmemek kuralını da yıpratır. Aynı nedenlerle olağan yasa yollarına göre, kapsamının dar ve sınırlı olması, hukuka aykırılığın, davanın özüne ve cezaya esaslı bir şekilde etki etmesi, tüm hukuka aykırılıkların bir defada giderilmesi gerekmektedir.
Hakim ya da mahkeme tarafından değiştirilmesi, geri alınması her zaman mümkün olan kararlarda yasanın aradığı kesinlikten bahsedilemez. Esasen hukuki değer taşımayan kararlar da kanun yararına bozma yasa yolu ile incelenemez. Ciddi boyuta ulaşmayan, maddi meseleye ilişkin olan, hakimin kanaat ve takdir yetkisi kapsamında kalan hususlar ile infaz aşamasında, soruşturma ya da kovuşturma safhasında alınacak bir kararla giderilebilecek nitelikte olanlar gibi başka bir yol ve yöntemle giderilmesi mümkün olan hukuka aykırılıkların kanun yoluna bozma konusu olamayacağı kabul edilmektedir.
Maddi olaya ilişkin olarak tüm delillerin toplanıp değerlendirilmesi yapıldıktan sonra delillerin takdir ve değerlendirilmesinde hataya düşüldüğünden ya da eksik soruşturma yapıldığından bahisle kanun yararına başvurma imkanı bulunmamaktadır (Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 06.10.2010 tarih, 25731-27609 sy, 27.01.2010 tarih 53798-1580 sy. kararları vb.)
Konu ile ilgili hukuki düzenlemeler şöyledir:
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun
Sulh ceza hâkimliği
Madde 10- (Değişik: 18/6/2014–6545/48 md.)
Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, yürütülen soruşturmalarda hâkim tarafından verilmesi gerekli kararları almak, işleri yapmak ve bunlara karşı yapılan itirazları incelemek amacıyla sulh ceza hâkimliği kurulmuştur.
İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde birden fazla sulh ceza hâkimliği kurulabilir. Bu durumda sulh ceza hâkimlikleri numaralandırılır. Müstakilen sulh ceza hâkimliğinde görevlendirilen hâkimler, adli yargı adalet komisyonlarınca başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemez.
Sulh ceza hâkimliğinde bir yazı işleri müdürü ile yeteri kadar personel bulunur.
Sulh ceza hâkimliği, her il merkezi ile bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca kurulur.
Sulh ceza hâkimliği bulundukları il veya ilçenin adı ile anılır.
Sulh ceza hâkimliğinin yargı çevresi, bulundukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara adli yönden bağlanan ilçelerin idari sınırlarıdır.
Ağır ceza mahkemeleri ile büyükşehir belediyesi bulunan illerde, büyükşehir belediyesi sınırları içerisindeki il ve ilçenin adı ile anılan sulh ceza hâkimliğinin yargı çevresi, il veya ilçe sınırlarına bakılmaksızın Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir.
Coğrafi durum ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak bir sulh ceza hâkimliğinin kaldırılmasına veya yargı çevresinin değiştirilmesine, Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar verilir.
6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun
Ek Madde 12- (Ek: 2/1/2017-KHK-680/30 md; Değiştirilerek kabul: 1/2/2018-7072/29 md.)(Ek Madde 12- (Ek: 2/1/2017-KHK-680/30 md.; Değiştirilerek kabul: 1/2/2018-7072/29 md. 06.01.2017 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.)
Terör veya örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen ya da 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlar ile uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçları sebebiyle elkonulan, milli savunma veya iç güvenlik hizmetleriyle doğrudan ilgili silah, mühimmat, araç ve gereç ile sarf malzemesinin delil olarak saklanmasına gerek bulunmaması halinde, bu eşyaların Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığına tahsis edilmesi, mahallin en büyük mülki amiri tarafından soruşturma evresinde hakim veya kovuşturma evresinde mahkemeden talep edilebilir. Talep üzerine verilen kararlara karşı itiraz edilebilir. Soruşturma veya kovuşturma sonunda el konulan iadesine karar verildiği takdirde iadenin konusunu rayiç değer oluşturur. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Adalet, İçişleri, Maliye ve Milli Savunma Bakanlıklarınca müştereken çıkarılan yönetmelikle belirlenir.
Milli Savunma veya İç Güvenlik Hizmetleriyle Doğrudan İlgili Silah, Mühimmat, Araç ve Gereç ile Sarf Malzemesinin Tahsisine İlişkin Yönetmelik
Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmelik terör veya örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen ya da 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlar sebebiyle el konulan veya adli emanette bulunan, millî savunma veya iç güvenlik hizmetleriyle doğrudan ilgili silah, mühimmat, araç ve gereç ile sarf malzemesinin Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığına tahsis edilmesi ve rayiç değerinin tespiti ile ödenmesine ilişkin usul ve esasları kapsar.
Dayanak
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun Ek 12 nci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır...Mülki amirin tahsis talebi
MADDE 7 – (1) Komisyonun tahsisi için talepte bulunulmasını uygun bulduğu eşya hakkında ilgili Vali tarafından derhâl hâkim veya mahkemeden Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla tahsis talebinde bulunulur.
(2) Talepte, eşyanın bulunduğu yer veya depo, soruşturma veya kovuşturma dosya numarası, varsa adli emanet kayıt numarası, eşyanın hangi kuruma tahsisinin talep edildiği gibi hususlar yer alır...
Tahsis kararı ve işlemi
5271 sayılı Kanun
Görevli olmayan hâkim veya mahkemenin işlemleri
Madde 7 - Yenilenmesi mümkün olmayanlar dışında, görevli olmayan hâkim veya mahkemece yapılan işlemler hükümsüzdür.
SONUÇ:
İncelemeye konu İstanbul 12. Sulh Ceza Hakimliğinin 21.04.2017 tarihli ve 2017/1563 değişik iş sayılı kararın istinaf ya da temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleştiğinin ve bu suretle kanun yararına bozma yasa yoluna tabi olduğunun belirlenmesi bakımından anılan kararın ilgililere tebliğine ilişkin tebligat evrakının eklenmesi ve kararın bu yolla kesinleştiğinin hakimliğince anılan karara şerh edilmesinin temini ile incelenmek üzere yeniden Dairemize gönderilmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.