12. Hukuk Dairesi 2016/27260 E. , 2017/2607 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçi borçlu tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, 15.03.2016 günü saat 09.40-09.45 arasında gerçekleştirilen ... parsel numaralı taşınmaz ihalesinin feshi talep edilmiş, mahkemece istemin reddi ile birlikte borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmiştir.
İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya (varsa vekiline) tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi de aynı hukuki sonuçları doğurur.
Tebligat Kanunu"nun 17. ve Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 26. maddelerine göre; bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler o yerde bulunmadıkları takdirde, tebliğ o yerdeki daimi memur veya müstahdemlerden birine yapılır. Bu durumda muhatabın o yerde geçici olarak bulunmadığı hususu tespit edilerek, tebligat mazbatasına şerh verilmelidir. Şerh gereğinin yerine getirilmemesi ise tebligatı usulsüz kılar.
Somut olayda, ... 26. İcra Müdürlüğü’nün 2009/4459 Esas sayılı dosyasından gönderilen 19.11.2015 tarihli satış talimatında dosyada vekaleti bulunan borçlu şirket vekilinin adres bilgilerine yer verildiği görülmektedir.
Satış ilanının, borçlu ... Madencilik...Ltd. Şti. vekili Av. ...’ya “Adreste daimi çalışanı işçisine tebliğ edildi” açıklaması ile 11.01.2016 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, muhatabın iş yerinde bulunup bulunmadığına dair bir açıklamanın tebliğ evrakında yer almadığı görülmekle, borçlu vekilinin adreste bulunmadığının tespiti yapılmadan doğrudan çalışana yapılan tebligat, Tebligat Kanunu"nun 17. ve Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 26. maddelerine göre usulüne uygun değildir. Bu durum ise başlı başına ihalenin feshi sebebidir.
Ayrıca, İİK"nun 106-144. maddelerinde paraya çevirme ile ilgili hükümler yer almış olup, aynı Kanun"un 129/1. maddesine göre, artırma bedelinin taşınmaz için tahmin edilmiş olan kıymetin en az %50"sini bulması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını karşılaması zorunlu kılınmıştır. Bu durumda satış bedelinin, tüm icra masraflarını değil, paraya çevirme ve paylaştırma giderlerini geçmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı görülmekte, satış talebinden ihale tarihine kadarki paraya çevirme ve paylaştırma giderlerinin hesaplamada dikkate alınması gerekmektedir. Satışı istenen taşınmazın kıymetinin takdiri hakkındaki İİK"nun 128. maddesi paraya çevirme başlığını taşıyan III. bölümde bulunmaktadır. Bu nedenle taşınmazın kıymetinin belirlenmesi için yapılan keşif ve bilirkişi masraflarının da tıpkı ilan giderleri gibi paraya çevirme masrafı olarak kabulü gerekir.
Birden fazla taşınmazın aynı ilanla satışa çıkarılması halinde, toplam paraya çevirme gideri satışı yapılan taşınmaz sayısına bölünmek suretiyle masraflar tespit edilerek, ayrıca müstakil harcamalar var ise bu bedele eklenerek oluşacak sonuca göre İİK"nun 129. maddesindeki koşullara uygun şekilde satışın gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin belirlenmesi gerekir.
Somut olayda, iki adet taşınmaz satışa çıkarılmış ve tamamı ihale edilmiş olmakla; muhammen bedeli 264.696,42 TL olan ... parsel nolu taşınmaz, birinci ihalede 135.000 TL"ye alacağa mahsuben alacaklıya ihale edilmiştir. İhale konusu her iki taşınmaz için 5.055,12 TL ilan masrafı yapılmıştır. Bu durumda söz konusu taşınmazın satış bedeli, 264.696,42 TL tahmini değerin yüzde ellisi olan 132.348,21 TL"ye, gazete ilanı için sarf edilen giderden taşınmaz başına düşen 2.527,56 TL"nin eklenmesi halinde oluşan miktar ile bu miktara kıymet takdiri için sarf edilen gider, satış yolluğu ve tebligat giderlerinin de ilavesi ile oluşan değeri karşılamamaktadır. İİK"nun 129/1. maddesi gereğince bu husus tek başına ihalenin feshi nedeni olduğundan mahkemece re’sen gözetilmelidir.
Öte yandan, her ne kadar ihale konusu taşınmazın tapu kaydında susuz tarla vasfında olduğu belirtilmiş ise de, kıymet takdirinin infazı esnasında bilirkişi tarafından söz konusu yerin maden işletme sahası olarak kullanıldığı ve üzerinde işletme sahasına ilişkin binaların bulunduğu tespit edilmiştir. Bu durumda tarla olarak kullanılmadığı anlaşılan araziye ilişkin olarak, ziraat bilirkişinden zirai hesaplama teknikleri kullanılmak suretiyle rapor alınması ve kıymet takdirinin belirlenmesi hatalıdır. Kaldı ki, kıymet takdiri işlemi usulsüz yaptırılmış ve bu hali ile kesinleşmiş olsaydı dahi söz konusu ziraat bilirkişisinin 05.05.2014 tarihli raporunda belirttiği 5.000 TL arazi değerinin, satış ilanında taşınmazın muhammen bedeline dahil edilmeden, sadece inşaat bilirkişisinin arazi üzerinde bulunan binalara ilişkin hazırladığı rapor sonucunda elde edilen değerin yazılması ile yetinilmesi ve bu şekilde muhammen bedelin eksik gösterilerek taşınmazın satışa çıkarılması da borçlunun aleyhine olup, ihalenin feshi nedenidir.
O halde mahkemece, yukarıda izah edilen sebepler uyarınca, borçlu şikayetinin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.