10. Ceza Dairesi 2018/2577 E. , 2018/5299 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı"nın, 26/04/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine, ayrıca 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191/3. maddesi gereğince 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair İzmir 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 14/01/2016 tarihli ve 2015/957 esas, 2016/22 sayılı kararı ile; sanığın tedavi ve denetimli serbestlik kararının gereklerine uyduğundan bahisle davanın düşürülmesine ilişkin İzmir 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 24/04/2017 tarihli ve 2015/957 esas, 2016/22 sayılı ek kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca 04/05/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanık hakkında 08/09/2012 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı yapılan yargılama sonucunda, İzmir 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 28/01/2013 tarihli ve 2012/1751 esas, 2013/74 sayılı kararı ile TCK"nın 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği,
2- Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı aşamasında, sanığın yükümlülüklerini ihlal ettiğinin mahkemesine bildirildiği, ancak İzmir 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 18/11/2014 tarihli ve 2014/725 esas, 2014/313 sayılı kararı ile sanığın usulüne uygun şekilde uyarılmadığı gerekçesi ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazının devamına karar verildiği,
3- Ancak takip eden süreçte sanığın yükümlülüklerini tekrar ihlal ettiğinin bildirilmesi üzerine mahkece yargılamaya devam edilerek İzmir 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 14/01/2016 tarihli ve 2015/957 esas, 2016/22 sayılı kararı ile TCK"nın 191/1, 192/3 ve 62/1. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanun ile değişik 5320 sayılı Kanun"un geçici 7/2. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl süreyle denetime tabi tutulmasına ve 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191/3. maddesi gereğince 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği,
4- Bu kararın infazı aşamasında sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirdiğinin bildirilmesi üzerine, İzmir 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 24/04/2017 tarihli ve 2015/957 esas, 2016/22 sayılı ek kararı ile 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191/5. maddesi gereğince “kamu davasının düşürülmesine” karar verildiği ve kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "1-İzmir 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/01/2016 tarihli ve 2015/957 esas, 2016/22 sayılı kararı bakımından yapılan değerlendirmede;
6545 sayılı Kanun ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” biçimindeki düzenleme gereğince, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi sonrasında sanık hakkında ayrıca 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiş ise de; anılan Kanun"un 191/3. maddesindeki " Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre Cumhuriyet savcısının kararı ile üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir." şeklindeki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, anılan maddenin uygulama alanının uyuşturucu madde bulundurmak veya kabul etmek suçundan başlatılan soruşturma aşamasında kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmesi hâli ile sınırlı olduğu gözetilmeksizin sanık hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmesinde,
2-İzmir 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/04/2017 tarihli ve 2015/957 esas, 2016/22 sayılı ek kararı bakımından yapılan değerlendirmede;
İzmir 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/01/2016 tarihli ve 2015/957 esas, 2016/22 sayılı kararı ile sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi nedeniyle artık 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin geçerli olduğu ve aynı maddenin 8. fıkrasına göre sanığın 5 yıllık denetim süresine tâbi bulunduğu, bu durumda anılan maddenin onuncu ve onbirinci fıkralarında düzenlenen kanunî koşullarının gerçekleşmesi durumuna göre sanığın hukukî durumunun belirlenmesi gerektiği, dolayısıyla sanık hakkında verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının gereklerine uyulduğundan bahisle düşme kararı verilemeyeceği gözetilmeksizin, yazılı şekilde düşme kararı verilmesinde, isabet görülmemiştir.” denilerek, İzmir 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 14/01/2016 tarihli ve 2015/957 esas, 2016/22 sayılı kararı ile; 24/04/2017 tarihli ve 2015/957 esas, 2016/22 sayılı ek kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
(1) Sanık hakkında 6545 sayılı Kanun uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair İzmir 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 14/01/2016 tarihli ve 2015/957 esas, 2016/22 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin incelenmesi:
Her ne kadar kanun yararına bozma talebinde, sanık hakkında 6545 sayılı Kanun ile değişik 5320 sayılı Kanun"un geçici 7/2. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra ayrıca 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191/3. maddesi gereğince 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de,
Mahkemece sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması gerektiğine ilişkin görüşe gerekçe gösterilen 6545 sayılı Kanun"la 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” şeklindeki düzenlemenin somut olayda uygulama yeri bulunmadığı, zira sanık hakkında daha önce İzmir 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 28/01/2013 tarihli ve 2012/1751 esas, 2013/74 sayılı kararı ile 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik kararı verildiği ancak sanığın yükümlülüklerine uygun davranmadığı, bu durumda sanık hakkında 6545 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yasal imkan bulunmadığı, bu durumda sanık hakkında uygulanması gereken kanun maddesinin 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası olduğu, bu fıkrada yer alan "Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi kararı verilmiş olup da bu yükümlülükleri ihlal eden kişilerin yargılanmasına devam olunur." şeklindeki düzenleme uyarınca sanık hakkında yargılamaya devam edilmesi ve CMK’nın 231. maddesinde yer alan genel hükümlere göre şartları bulunması halinde mahkemenin takdirine bağlı olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi gerekirken 6545 sayılı Kanun"la 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi, yasaya aykırı olup kanun yararına bozma talebi bu nedenle ve değişik gerekçe ile yerindedir.
(2) Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik kararının gereklerine uyduğundan bahisle davanın düşürülmesine ilişkin İzmir 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 24/04/2017 tarihli ve 2015/957 esas, 2016/22 sayılı ek kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin incelenmesi:
Her ne kadar mahkemece, sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile birlikte 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191/3. maddesi gereğince hükmedilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirdiğinden bahisle kamu davasının düşmesine karar verilmiş ise de,
Yukarıda açıklandığı üzere, esasen sanık hakkında 6545 sayılı Kanun ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca TCK’nın 191. maddesi çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi yasaya aykırı olduğu gibi, kaldı ki bu durumda dahi sanığın sadece 1 yıllık tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirdiğinden bahisle kamu davasının düşmesine karar verilmesinin mümkün olmadığı, sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına bağlı olarak belirlenen 5 yıllık denetim süresinin tamamını TCK’nın 191/4. maddesi uyarınca tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmadan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmadan geçirmesi gerektiği, soruşturma aşamasındaki sürece ilişkin kıyasen uygulanması gereken TCK’nın 191/7. maddesindeki “Şüpheli erteleme süresi zarfında dördüncü fıkrada belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmadığı ve yasakları ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.” şeklindeki düzenlemenin bu yönde olduğu anlaşıldığından, henüz 5 yıllık denetim süresi kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu işlenmeksizin geçirilmeden, sanığın yalnızca bu 5 yıllık denetim süresi içindeki 1 yıl süreli tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirdiğinden bahisle kamu davasının düşmesine karar verilmesi yasaya aykırı olup, sanık lehine verilmiş olan bu karardan dolayı yeniden yargılama yapılmamak ve aleyhe sonuç doğurmamak üzere, hukuka aykırılığa işaret edilerek, (2) numaralı kanun yararına bozma talebi bu yönü ile ve değişik gerekçe ile kabul edilmiştir.
D) Karar: Açıklanan nedenlere göre; sanık hakkında 6545 sayılı ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İzmir 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 14/01/2016 tarihli ve 2015/957 esas, 2016/22 sayılı kararının ve sanığın 1 yıl süre ile uygulanan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirdiğinin bildirilmesi üzerine, “kamu davasının düşürülmesine” dair İzmir 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 24/04/2017 tarihli ve 2015/957 esas, 2016/22 sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası ile 4.fıkrasının (c) bendi uyarınca, aleyhe sonuç doğurmamak ve yeniden yargılama yapılmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 28.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.