6. Hukuk Dairesi 2021/2821 E. , 2021/2162 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekili ile davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, yaklaşık maliyetin hazırlanmasında abartılı metrajlar ve afaki imalâtlara yer verilmesi, tadilat ve onarımların bir kısmı az miktarda yapılmış, bir kısmı hiç yapılmamış olmasına rağmen tamamı yapılmış gibi gösterilerek fazla ödeme yapılmak suretiyle idarenin uğradığı zararın ve haksız tahsil edilen iş bedelinin, yüklenici şirket ile yaklaşık maliyeti hazırlayan ve kontrol görevini ihmal ederek fazla ödeme yapılmasına neden olan idare elemanlarından tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davacı iş sahibi ile davalı yüklenici vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve Dairemizin yerleşmiş içtihatlarında da belirtildiği gibi dava tarihi itibari ile uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi ve yargılama sırasında yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 74. maddesi uyarınca ceza yargılamasında sübuta eren maddi olgular hukuk hakimini bağlar. Bir başka deyişle ceza davasında, sübuta eren maddi vakıaların hukuk davasında nazara alınacağı açıktır.
Bu anlatım çerçevesinde yapılan incelemede; dosya kapsamında bulunan ve dava konusu iş ile ilgili olan Ödemiş 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/579 Esas sayılı dosyasında yüklenici ve idare elemanları hakkında ceza yargılaması yapıldığı, mahkemece verilen kararın Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 2019/4814 Esas, 2021/4876 Karar sayılı ilamı ile bozulduğu, dosyanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısı ile ceza mahkemesince verilen kararın beklenilmemesi hatalı olmuştur.
Ayrıca, Yargıtayın bozma kararı nedeniyle kazanılmış hak iki tür olup, birincisi mahkemenin Yargıtayın bozma kararına uyması ile oluşan ve bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak, ikincisi ise, bazı konuların bozma kararının kapsamı dışında kalması ile doğan usuli kazanılmış haktır. Bozma kararına uymuş olması halinde mahkeme, bu uyma kararı ile bağlı olup, usuli kazanılmış hak ilkesi uyarınca lehine bozulan taraf yararına araştırma ve inceleme yapmak zorundadır (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Somut olayda; uyulan bozma ilamında “kontrol ile geçici kabul komisyonunda görevli olan davalı idare elemanlarının kontrol ve denetim görevini ihmal sebebiyle fazla ödemeye neden olup olmadıkları ve miktarı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınması” gerektiği bildirilmesine rağmen mahkemece hükme esas alınan raporda fazla ödeme tespit edilmesine rağmen idare elemanlarının zarardan sorumlu olmadığı belirtilmiştir. Fazla ödeme olmasına rağmen idare elemanlarının kusurunun olmaması dayanak ve gerekçesi ile birlikte Yargıtay denetimine elverişli şekilde açıklanmadığından raporun hükme esas alınması usuli kazanılmış hakka aykırı olmuştur.
3-Davalı yüklenicinin temyiz itirazının incelenmesine gelince;
Sözleşmenin tarafları aynı sözleşmeden doğan alacaklarını, açılan davada mahsup itirazı olarak ileri sürebilecekleri gibi ayrı dava yoluyla da isteyebilirler. Somut olayda davalı yüklenici, 27.11.2017 tarihli 3 nolu celsede; fazla imalat yaptıklarını, fazla imalatlarının dikkate alınarak davanın reddini talep ettiklerini beyan etmiştir. Davalının bu savunması, mahsup itirazı niteliğindedir. İtiraz niteliğinde olduğundan da cevap süresi içerisinde ya da karşı dava şeklinde ileri sürülüp talep edilmesi zorunlu olmayıp, yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden dikkate alınmalıdır. Açıklanan nedenlerle, mahkemece davalı yüklenicinin mahsup itirazının değerlendirilmemesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 74. maddesi uyarınca ceza yargılamasında sübuta eren maddi olgular hukuk hakimini bağlayacağından ceza dosyasında verilen kararın kesinleşmesinin beklenmesi ve ceza dosyasında sübuta eren maddi olguların ortaya çıkması durumunda bu husus da dikkate alınarak usuli kazanılmış hak gereği hükme esas alınan bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak fazla ödeme olup olmadığı, var ise davalı idare elemanının kontrol ve denetim görevini ihmâl sebebiyle fazla ödemeye neden olup olmadığı ile miktarının ve davalı yüklenicinin yaptığı fazla imalat var ise bunun bedelinin Yargıtay denetimine elverişli şekilde tespit ettirilip, mahsup itirazı da değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; ceza dosyasında verilecek kararın kesinleşmesi beklenmeden, usuli kazanılmış hakka aykırı olacak ve Yargıtay denetimine elverişli olmayan şekilde hazırlanan rapora göre hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bent uyarınca temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı ve davalı yüklenici yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 09.12.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.