
Esas No: 2018/2575
Karar No: 2018/5298
Karar Tarihi: 28.06.2018
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2018/2575 Esas 2018/5298 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı"nın, 17/04/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan şüpheli ... hakkındaki iddianamenin iadesine dair İstanbul Anadolu 54. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 05/12/2017 tarihli ve 2017/535 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 12/12/2017 tarihli ve 2017/1572 değişik iş sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 04/05/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli hakkında, 05/04/2016 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı yapılan soruşturma sonucunda TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, ayrıca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması halinde erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılacağı hususunun ihtar edilmesine karar verildiği, erteleme kararının şüphelinin soruşturma aşamasında savunmasında bildirdiği bilinen son adresine tebliğe gönderildiği, ancak adreste tanınmadığından bahisle tebliğ edilemediği,
2-Bununla birlikte, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanması için Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin mernis adresinde şüpheliye tebliğ edilmesi üzerine şüphelinin Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat ederek yükümlülüklerinin kendisine tebliğ edildiği ve yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar etmesinin sonuçları hakkında uyarılarak tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başladığı,
3- Ancak, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı esnasında şüphelinin yükümlülüklerini birinci kez ihlal etmesinden sonra uyarılmasına rağmen ikinci kez ihlal etmesi üzerine TCK’nın 191/4. maddesinin (a) bendi uyarınca kamu davasının ertelenmesi kararı kaldırılarak, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan iddianame düzenlendiği,
4- İstanbul Anadolu 54. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 05/12/2017 tarihli ve 2017/535 sayılı kararı ile yapılan değerlendirme sonucunda, “kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının şüpheliye usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, TCK’nın 191/2. maddesi kapsamında Cumhuriyet Savcılığınca yasal ihtarat yapılmadığı için kovuşturma şartının gerçekleşmediği” gerekçesi ile iddianamenin iadesine karar verildiği,
5- Cumhuriyet savcısınca bu karara “ısrar şartının gerçekleştiği” gerekçesi ile itiraz edildiği ancak itirazı inceleyen İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 12/12/2017 tarihli ve 2017/1572 değişik iş sayılı kararı ile iade kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile itirazın reddine kesin olarak karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "İstanbul Anadolu 54. Asliye Ceza Mahkemesince, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığa tebliği edilmediğinden bahisle iadesine karar vermiş ise de;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191. maddesinde yer alan ""(1) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır. (3) Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre Cumhuriyet savcısının kararı ile üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir. (4) Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır."" şeklindeki hüküm nazara alındığında; somut olayda, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilen şüpheli hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, yüklenen yükümlülüklere uygun davranmaması durumunda hakkında kamu davası açılacağına ilişkin ihtarın 24/03/2017 tarihinde şüphelinin bizzat yüzüne karşı yapıldığı ve infazının başladığı, 23/06/2017 tarihli vaka sorumlusu görüşmesine gitmeyerek ilk ihlalini yaptığı ve 30/06/2017 tarihli İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonu kararı ile uyarıldığı, şüphelinin uyarılara rağmen 14/07/2017 tarihinde ve 04/08/2017 tarihinde bireysel görüşmelerine katılmayarak, yükümlülüklerine uymama konusunda ısrar etmesi üzerine, kaydının kapatılarak dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilerek hakkında 5237 sayılı Kanun"un 191/4. maddesi gereğince kamu davası açılmasının istendiğinin anlaşılması karşısında, hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi ile birlikte denetimli serbestlik tedbiri kararı verilen ve buna aykırı hareketin sonuçları kendisine birden çok kez açıklanıp ihtar edilen şüphelinin, yükümlülüklerine uymamakta ısrar etmiş olduğu nazara alındığında, her ne kadar kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının usulüne uygun tebliğ edilmediğinden bahisle iddianame iade edilmiş ise de; somut olayda denetimli serbestlik ile yüklenen yükümlülüklerin bizzat şüphelinin yüzüne karşı yapıldığı ve bu şekilde yükümlülüklerinden haberdar olduğu, bu şekilde infaz sürecinin başladığının kabulü gerektiği, infaz sürecinde yapılan işlemlerin yok sayılarak başa dönülmesi halinde bu durumun şüpheli içinde ek külfet yükleyeceği ve infaz ettiği süreleri yeniden infaz etmesi gerekeceği gözetilmeden, iddianamenin iadesi kararına karşı yapılan itirazın bu nedenle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 12/12/2017 tarihli ve 2017/1572 değişik iş sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde, "Kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ... hâlinde, hakkında kamu davası açılır." hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, Cumhuriyet savcısının talimatı ile şüpheliye kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına uymamakta ısrar etmesi halinde ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarı yazısı tebliğ edildiği, daha sonra da hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve tedavi ile birlikte denetimli serbestlik tedbirine hükmedilen şüpheliye tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlaması için uyarılı ilk başvuru davetiyesi tebliğ edildiği, şüphelinin de bu ilk çağrıya uyarak Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne müracaat ettiği, şüphelinin hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildiğinden haberdar olduğu ve hiçbir aşamada bu karara ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine itiraz etmediği,
Uyarılı ilk başvuru davetiyesi tebliğini müteakip Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne müracaat eden şüpheliye, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği"nin “Denetim planı” başlıklı 35. maddesinin 7. fıkrasında yer alan “Haklarında; a) Tedavi ve denetimli serbestlik, ... kararı verilenler için denetim planı hazırlanmaz. Bu yükümlülere yükümlülükleri ile uyması gereken kuralları ve dikkat etmesi gereken hususları içeren bilgilendirme formu tebliğ edilir. Bu form denetim planı yerine geçer.” şeklindeki düzenleme gereğince Yönetmeliğin 42. maddesinde düzenlenen “Yükümlülerin uyması gereken kurallar”ın yazılı olarak imzası karşılığında tebliğ edildiği ve bu kapsamda öncelikle hakkında tedavi tedbirinin uygulanacağının ve sevk edildiği hastanenin tedavi programına uyması gerektiğinin bildirildiği, ayrıca yükümlülüklerini ihlal etmesi halinde hakkında kamu davası açılacağının da ihtar edildiği, dolayısı ile birinci uyarının doğrudan ilgili müdürlükçe yapılmış olduğu,
Ancak bu ihtar ve uyarıya rağmen, şüphelinin 23/06/2017 tarihli vaka sorumlusu görüşmesine gitmeyerek yükümlülüklerini birinci kez ihlal etmesi üzerine, yine yazılı olarak uyarılmasına karar verildiği ve “tebliğden itibaren 10 gün içinde müracaat etmezse tekrar uyarı yapılmadan yükümlülüklerine uymamakta ısrar etmiş sayılarak hakkında dava açılacağı" uyarısını içeren bu davetiyenin 21/07/2017 tarihinde tebliğ edildiği, bunun da ikinci uyarı olarak kabul edilmesi gerektiği, ancak şüphelinin yapılan bu uyarıya rağmen 04/08/2017 tarihinde bireysel görüşmesine katılmamak suretiyle tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirmeyerek, ikinci kez yükümlülüklerini ihlal ettiği,
Anlaşılmıştır.
Bu hali ile 2 kez uyarılmasına rağmen 2 defa yükümlülüklerini ihlal ettiği görüldüğünden, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK"nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sanığın cezalandırılması isteğiyle açılan davada "kovuşturma şartı" olan "ısrar koşulu" gerçekleşmiştir. Bu nedenle aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca kamu davası açılmasının yasal bir zorunluluk olduğu gözetilerek iddianamenin iadesi kararına yönelik itirazın kabul edilmesi yerine, reddine karar verilmesi yasaya aykırı olduğundan kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
D) Karar : Açıklanan nedenlere göre; şüpheli hakkındaki iddianamenin iadesi kararına yönelik itirazın reddine ilişkin İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 12/12/2017 tarihli ve 2017/1572 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 28.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.